29 Kasım 2008 Cumartesi

Seç beğen,al,voleyi vur!!!

Hepimizin malumu bir şekilde bu bloga takılan herkes için hafta sonu demek futbol heyecanının tavana vurması demek, bahisler de bu heyecanımızı ikiye üçe katlayan önemli bir keyif oluyo sevenleri için. Ben de kendi çapımda 4 ligi değerlendirerek içlerinden seçtiğim maçları japonkale okuyucuları ile paylaşayım dedim. Dengesizlikleri bakımından bankasya 1. ligine biraz daha ihtiyatlı yaklaşmanızı bir de "? " ile işaretlenmiş maçları banko kuponlarınıza yazmamanızı öneririm. Bol şanslar...

süper lig

156 Ankaraspor-A.gücü 1
161 Eses-Denizli 1
162 sivas-g.antep 1
335 fb-bjk Alt
445 bursa-Antalya 0 ?
446 Gb- İst. bld. 02
451 KÖrfez-Konya 1

bankasya

154 samsun-k.paşa 0 ?
423 ordu-giresun 1
461 malatya-adana 1
453 bolu-kartal 1
455 güngören-d.bakır 2 ?
454 ç.rize-k.erciyes 0 ?
452 altay-g.antep bld 02
655 manisa-k.yaka 1

bundesliga

212 leverkusen-b.münich Üst,(sürpriz severler için 1)
166 hanover-karsluhe 0 ?
211 hoffenheim-bielefeld ÜSt
165 M'gladbach-E.cottbus Alt
213 W.bremen-E.frankfurt Üst
551 Bochum-Hamburg 1 ?

premier league

216 A.villa-Fulham 0, Alt ?
221 M'boro-Newcastle 2 ?
223 sunderland-bolton 1 ?
222 stoke-hull Üst
224 wigan-wba 1
513 m.city-m utd Alt ?
535 portsmouth-blackburn Alt
544 chealsea-Arsenal 1

28 Kasım 2008 Cuma

Kâhin Kayhan Çubuklu


Geçen sezon şampiyonluğun mimarıydı kendisi. Gittin hose mourinho oldun!! demiştik.

Şimdi değiştirip 'Kâhin' diyorum. Neden mi? buyrun:

2002-03 sezonunun ilk maçı sonrasında, “ Bu takım düşer” demişti. düştük..

Bursa da beşiktaş'ı 4-0 fesleyip kupayı aldığımızdan sonra "Bu başarı zafer sarhoşluğu yaratacak, yapılan yanlışlar görmezden gelinecek. Kupa şampiyonluğu çöküşün başlangıcı olacak” demişti. 2. ligden kurtulamadık.

Geçen sezon ; “Öyle bir anda lider olacağız ki kimse anlamayacak” demişti ve biz onunla dalga geçerken göt olup kalmıştık.

Adamın dedikleri çıkıyordu.. bu sezon dediklerini yazmak istemiyorum ama görünen köy..

Sezon açılışında oynadığımız Skoda xanthi maçında şöyle demişti : “Geçen sezonki futbolculardan faydalanılmaz, yeni transferlerin ağırlıklı olduğu kadroyla oynarsa bu takım ilk 7 maçta 1 puan alır, küme düşer”.
7. hafta sonunda 1 puanımız vardı. oha!! bu kadar mı iyi anlıyor bu adam bu işten. karşısında önümü iliklerim..

Umarım Kâhin değildir.

Göbek



Kemal aslan'ı önce antep transfer etti sonra biz kaptık(!). Semavi ise Alanyaspor'dan geldi. Umut; hepimizin umudu, yıldız adayımız..

Geçen hafta Kemal sakat olduğundan Semavi'nin yanında Umut Kekilli oynadı. Taraftarın istediği mücadele eden, rakibi ısıran oyunculardı. Semavi geçen seneden beri böyleydi zaten. bu sene tekniğinide geliştirmiş. Fener maçındaki çalımlarını hala unutamıyorum. Messi edasıyla süzülmüştü.

Kemal maç başına en az 10 top kaybıyla oynuyor. iyi paslar çıkarıyordu kimi zaman ama eksiler, artılarını götürüyor. ayrıca fener den gelmiş olması tribünler tarafından kötü bi önyargıyla bakılmasına sebep oluyor.

Kariyerinde ilk kez bir süper lig maçında 11de başladı geçen hafta Umut Kekilli. Maçın tamamını izleyemedik ama güzel oynadığını söylüyordu izleyenler. Gönülde onu istiyordu zaten.

Konya maçında ne olur göreceğiz. Kemal in sakatlığı düzelmiş. Umut ilk 11 başlar mı, yoksa kemal in adı ağır mı basar göreceğiz. Semavi ise banko olmaya başladı.

27 Kasım 2008 Perşembe

Inter 0 - Panathinaikos 1


Pana deplasmanda 1-0 yendi. Bu grup B'ye uyuz oluyorum. Anorthosis bile üst tura çıkacak. 2012de biz de oralarda olacağız umuyorum..

grup B

1 inter 8
2 pana 7
3 anorthosis 6
4 werder 4

26 Kasım 2008 Çarşamba

Dave Kitson


Reading formasıyla 54 gol atan bir adam Dave Kitson. Bu sezon Stoke formasıyla 14 maçta hiç gol atamadan sakatlanıyor...

Milyonluk Eşşekler

Fenerbahçe - Porto maçını özetlemek istedim başlıkla. Bu kadar mı ruhsuz oynanır. Gökhan Gönül sağ tarafta ileri-geri hiç durmadı. maç sonunda belli olmuştu tribünlerden yükselen Gökhan sesleriyle. 'Adam olmaz' diye kocaelispor'dan gençlerbirliği'ne gönderilen Uğur Boral savruk savruk koşuyordu ama koşuyordu. o maçın hakemi olsaydım 3 kere oyundan atılırdı o ayrı mevzu. Alex, Roberto Carlos ve diğerleri Aceto'yu takip etseler belki okumuş olurlardı bkz: Nedved Olabilmek

Porto'nun golleri sonrası babamı kızdırdım ama sonra fener in bu kadar rezil top oynadığını görünce türk futbolu için utandım.

Engin İpekoğlu Sakaryaspor'da


Onu bi b.k sanıp takımın başına getiren yöneticilere gülüyor varsayıyorum. Sakarya'nın hali fena. 'dinime küfreden müslüman olsa' sözü aklınıza gelebilir. bizde sonuncuyuz onlarda. biz yanlarına gitmeye yakınız onlar oradan kaçmaya. yapmayın etmeyin. gelmek istemiyoruz ama bank asya ya gelme ihtimalimiz varken düşmeyin oralardan.
engin'i almışsınız yazık etmişsiniz kendinize. sizin çocuğunuz engin ama pek bi b.k olacağını sanmıyorum. bi kere kadronuzda serhat sagat var be :)

25 Kasım 2008 Salı

Emre Güneş ve Kardeşleri #7 Ufuk Yıldırım

Sennur'a Yardım


Sennur henüz 31 yaşında. 2007 yılının Ağustos ayında lösemi (AML2) tanısı konuldu. Hiç ümidini kaybetmeden gerekli kemoterapi tedavilerini gördü.

Ancak bu yıl da Temmuz ayında hastalığı tekrarladı. Sennur’un iyileşmesi, önümüzdeki bir ay içinde ilik nakli ameliyatı olmasına bağlı.

Yapılan araştırmalarda onun için yurtdışında gerekli donör bulundu. Ancak ilik nakli için yaklaşık 300.000 YTL’lik bir tutar gerekiyor. Aile olarak varlıklı olmadığımız için bu amaçla satacak yalnızca bir evimiz var. Ancak, ameliyat bedelin yarısını bile karşılamıyor.

Sennur, lösemi ile olan savaşına halen gülümseyerek devam ediyor. İnsanın ne zaman nelerle karşılaşacağı inanın hiç belli değil.

Bizi; ailesi ve arkadaşları olarak biraz olsun anlayabiliyorsanız lütfen Sennur’un iyileşmesi için ona yardımcı olalım.
http://www.sennur.net

İnadına Futbol

searching..



Yılmaz Vural transfer için dünya turuna çıkmış. Önceki hafta İsrail ve Yunanistan’a gitmiş. Antalya maçı sonrası Slovakya yolunu tutmuş. takım tam düzeliyor derken devre arasında yine patlamasak. Yılmaz hoca, Serhan Gürkan'a bırakmaz umarım transfer işini.

24 Kasım 2008 Pazartesi

Tv de pazar


dün akşam ntv'de Rıdvan Dilmen'i dinlerken, ankaraspor'un kaleye giden topunu Servet'in çizgiden çıkarttığı pozisyonu gösteriyorlar. farklı farklı açılardan gösteriyorlar pozisyonu. Güntekin Onay; "topun tamamının geçmesi lazım çizgiye deymesi yetmiyor" diyor. Rıdvan bi fenerli olduğundan ille 'gol olabilir' demeye getirecek açıyı yakalamaya uğraşıyor. çizgiye en yakın kameradan gol olmadığı belli pozisyonu "ama bu kameradan gol gibi gözükiyor" dediği orta sahaya yakın kameradan çekilen görüntüyü gösteriyor. lan fenerlisin anladık karalamaya çalışıyorsun adamları. keşke gol olsaydı diyorsun içinden ama bu kadar çirkefleşme. beni kocaelisporlu yapan adam; babam hemen Rıdvan'ı desteklercesine "bak ama böyle gol" demesin mi? İnandırıcı olun be. bana ne yesinler birbirlerini diyorum ama dayanamıyorum..


arada Telegol'e döndüm onlar bambaşka bi dünyanın insanları zaten. suni çim mevzusunu konuşuyorlar cem papiçulo denen eski hakem hemen atlıyor "süper ligde suni çim mi olur ya madem yapacaksın 3. lige filan yap suni çimi" diyor. koltuktan fırlayıp kumandayı tv'ye atmamak için zor tutuyorum kendimi. Fenerli Volkan 1 puan iyi dedi diye Ziya Şengül bi ton laf ediyor manası "biz ne yapalım konuşacak mevzu bulamıyoruz"..

Tv8i açtım selim soydan, bjkli Ali'nin filan olduğu program vardı. onlar biraz daha akıllı sohbet ediyorlardı. Selim Soydan inter juventus maçı mevzusunda "abi ne maçtı insan mı bunlar" manasında laflar etti.

en son artık bizim maçın özetini verecek olan kerem öncel ve zeki çol'lu TELELİG'i açtım. hep ismi beni düşündürür telekız gibi. ligin en tele takımlarının maçlarını veriyorlar sanki. lanet olsun tvden maçımızı ancak 3 dakika izleyebiliyoruz. Son haftalarda reyting için mi bilmem ama zeki çol ile kerem öncel giderleşmeye başladılar. birinin ak dediğine öteki kara demeye başladı. trt de alışık değiliz böyle gerginliklere. kerem öncel bi pozisyon sonrası hemen kızardı zaten "anlaşma zorunda değiliz" derken.

ayriyetten haber türk Metin, Ali, Feyyaz'ı anlatan güzel bi program yapmıştı gün içinde onuda yakaladım. bravo valla güzel yapmışlar. futbol mundial tadı vardı hafiften..

Mahmut Hoca Olmak



her öğretmenler günü ilk aklıma kendi öğretmenlerim değil o gelir. Millet okuldaki haylaz çocuklara özenirken ben ona özenirdim. CMYLM "ben iyi bir öğrenci değildim tamam ama her öğretmende mahmut hoca değil" demişti. O halde Mahmut hoca gibi mesleğin hakkını veren tüm öğretmenlerimizin gününü kutlarım..

Antalyaspor - Kocaelispor Mac Özeti

23 Kasım 2008 Pazar

Para dağıtıyoruz


Yapılan yanlış transferler, hatta yapılamayanları bile yanlış olan transferlerle, yönetimsel dandikliklerle, Engin İpekoğlu gibi önceki sezon son 3 maç gelip takımı şampiyon yapan adamın önüne geçen bi hocayla sezona başlamıştık. Transferlerin alayı ya sakat ya elini eteğini çekmiş veremli topçulardı. Yabancı transferleri süprizdi ne çıkar diye bekledik. kızılyıldız'da oynayan adam boş değildir dedik. Zaten kaçıverdiler para alamayınca. Para dağıtıyoruz ama sonu nereye gidecek. Anlaşmada herkese 1 trilyon para veriyor yönetim. Sonra ödeme yapmıyor. ee hani 1 trilyon? şimdi bu sırplar fifa'ya başvurmuşlar, gelen cevaba göre kaçmışlar deniliyor. demek adamlar haklı. aynı ribery'nin gs'den kaçışı gibi, aynı kuraldan düdüklenmişiz. söylenen o.

Kemal Aslan'a en az 1 trilyon veriyoruz. Ne oynadı bugüne kadar? Bu hafta antalya maçında sağolsun sakattı oynamadı. hepimizi sevince boğdu. yerine oynayan Umut Kekilli
oyunun hakkını vermiş.

Gelelim Kaleci mevzusuna. Serdar Coolbilge anca şekil yapsın başka işe yaramaz. ya zaman geçirip sarı kart görür, ya ortalanan hiç bir topa çıkıp almaz. ama paraya geldimi bizim yönetim sağolsun 1trilyonu hemen veriyor.
Oysa Antalyaspor kalecisi Ömer Çatkıç sadece 400bin ytlye oynuyormuş. Milli kaleci desen ikiside milli, üstelik Ömer 66 kez kadroya çağırılmış, Serdar 19 kez. Son hazırlık maçı kadrosuna çağırılmadı! Acaba ligin en çok gol yiyen takımı olmamız buna sebep midir?

Hem Ömer, Barthez'e benziyor be.

Şimdi takım son 2-3 haftadır iyi oynamaya başladı ya. devre arasında yönetim yine para dağıtıp transfer yapmaya başlar. Aman elimizdekilerle oynayalım, çünkü sizden mantıklı bi transfer beklemiyorum ben maalesef..

Kardeşlik..


22 Kasım 2008 Cumartesi

Antalyaspor 1 - 1 Kocaelispor



Kazanmayı istedik ama olmadı. 1er puan aldık. kimse sevinemedi. kardeş kardeş çıktık, kardeş kardeş gidicez gibi..

Maçı c.tesi 2de oynatan federasyonuda öperim buradan..

Yanlış Numara



Ankaragücü Kulübü Başkanı'nı Disiplin Kurulu'na sevk edildi diyor burada. Sebep MHK'nın Ankaragücü - fener maçına Halis Özkahya yı atamasından sonra Cemal Aydın'ın telefonla onu aramış olması.

çok komik memleketiz yahu. adnan polat, aziz yıldırım filan çıkıp "x hakemi maçlarımızda görmek istemiyoruz" diyeceklerine arayıp "pardon yanlış numara" desinler yeter. hiç kafaları çalışmıyor. bak federasyon nasıl kıvrak zekasıyla çözmüş olayı. Cemal Aydın da akıllanmıştır artık. sms at kardeşim veya git mektup yaz :)

hem bu Cemal Aydın niye hala bırakmadı şu Ankargücünü. Sevmiyoruz kendisini ama federasyonda bu kadar zekice(!) uygulamalar yapmasın ağır geliyor.

20 Kasım 2008 Perşembe

Yakın Temas




Katsouranis ve Grosso

Yunanistan 1 - İtalya 1

17 Kasım 2008 Pazartesi

16 Kasım 2008 Pazar

Sevinç



Hep son dakika bize fesleyecek değiller ya.. Ümit Kayıhan'a dikkat.. :))

15 Kasım 2008 Cumartesi

Kocaelispor 3 Denizlispor 2



şimdi geldim eve.. ne zevkli maç oldu. son dakika golü. hala sırtımda ter var. bi duş almak lazım önce. şampiyon olmuş gibi sevindik.


eklemeye devam:

maç 2de işten 12:30da çıkıyorum. fabrika servisi direk stadyuma gitti. stad ilerisine gideceklerin yol parasını verdi servisçi siz dolmuşla gidin hesabı yaptı.
indim servisten bi atkı aldım işten çıkmışım sivil sivil maça gidiyorum forma yok bari atkı olsun dedim.

karnımız aç tabi maçada az zaman kalmış hemen 'meşhur köfteci adalı' nın tezgaha gittik. cizbudak ve mgaltan oradaydı. köftemizi yedik biletimizi aldık girdik stada.

stad ankaragücü maçındaki gibi yine beni şaşırtmış ve dolmuştu. futbolcuları yine çağırmadık tribüne teker teker. maç öncesi çağırıp "bizler inandık sizde inanın" dedik.

maça maratonun sol tarafında başladık, ilk saniyelerde iyi gibi gözüküyorduk gökay (mgaltan) "maça yine iyi başladık sonumuz hayırlı olsun" dedi. bunu duymuş gibi yapan denizlispor hemen 2 gol fesledi peş peşe. 7. dakikada 2-0 geriye düşmüştük.
Tam 7. dakikada Antalya diye bağırıyorduk ki gol geldi. herkes isyan etti tabi. "yine mi?" diye şaşkın şaşkın birbirimize baktık. sinirle daha çok bağırdık.

2-0 olmasına rağmen takım saldırıyordu. önceki haftalardaki ruhsuz oyun gitmişti. bu bile bir artıydı. hırs, taktiği her zaman yenebiliyordu biz buna inanıyorduk. fazla uzun sürmedi golü bulmamız. taner, top orta sahaya geldiğinde maratona dönüp 'hadi lan daha coşkulu bağırın' dercesine el kol işareti yaptı. bütün tribün gaza geldi daha gür bağırdık. ardından 2. gol geldi. hep öne geçip ardından golleri yiyen takım 2-0ı çevirmişti. herkes şaşkın ve delirmiş gibi seviniyor zıplıyordu.

bizim savunma yine büyük mallıklar yaptı ama bunun sebebi orta sahamız. Kemal aslan yine ayağında top tutamadı. ön libero gibi oynadı ama ön liberoluk yapmadı. anlayamadım.

Semavi ilk yarı çok mücadele etti yine, kendini paraladı. bir sarı kart gördü yanlış hatırlamıyorsam. devre arasında bunun için oyundan alınmış olamalı. yoksa tribündeki herkes Kemal'in çıkmasını umuyordu.

devre arası 2 değişiklik yaptı hocamız. Semavi çıktı Umut Kekilli girdi. Yamulmuyorsam bu sezon 2. kez oyuna giriyordu Umut. Ümit Kayıhan'ın almanya'dan bize kazandırdığı isim, Ümit Kayıhan'ın yeni takımına karşıydı.

Diğer değişiklik Serkan Yanık çıkıp, Serhat Akın'ın girmesiydi. Serkan ve Musa o kanatın ağzına sıçmışlardı zaten iyi oldu. elinde adam olsa Musa'yı da çıkarabilirdi. Musa sağ beke geçip yine yürekleri ağzımıza getirdi.

Denizlili forvetler sırtı dönük, kendilerini iyi yere atabiliyorlar bunu gösterdi ayrıca bu maç. sırtı dönük her top alışlarında hakem faul çaldı. Aynıları fener maçında semih'e çalınmış yine isyan etmiştik.

Savunmada Muhammet Özdin ilk kez kadroya 11de başladı bu sezon ve 10 numara oynadı.

2. yarı gol bi türlü gelmedi. bi tane attık hakem saymadı. yanımızdaki ufaklık "gol değil resmen boru bee" desede hakem hiç sallamadı bile. Serdar Topraktepe girdi oyuna Taner çıktı. Serdar'ın girmesi daha bi gaz oldu takıma. Büyük kaptan yine saldırdı herkese. çok iyi bi pozisyon yakaladı, bunun adı artık şanssızlıktı direkten geri döndü. Toplara vuruyoruz adamlara çarpıyor, bi daha vuruyoruz kaleci. Artık tek kaleye dönmüştü maç. Sağolsun Ümit Kayıhan dev gibi Forvetlerinden birini çıkarıp götü kollmaya çalışınca bizim için daha iyi oldu. öyle olmadı böyle olmadı. hakem 4 dakika uzatma gösterdi. Denizlisporlu oyuncular maçın bitmesi için her türlü çirkefliği yaptılar. topsuz alanda benzetme biraz ağır ama rahmetli puerta gibi kendini yere atan bile oldu. kaleci yatıyor, oyuncular yatıyor. tribünde biz deliriyoruz.

nedense son dakikalara girmiştik ama umudumuzu hala kaybetmemiştik. sonunda Tolga Seyhan gelen topa bi kafa vurdu. o an tribünden aşağıya doğru attım kendimi. Denizlili topçular avel avel birbirilerine bakıyorlardı.

Hadi yatsanıza yine yere!!!...

oldu be sonunda 3 puan aldık. tribüne çağırdık futbolcularla pinarbaşı çektik. serdar sahada 3lü çektirdi stada. budur işte aşk..

Bir Sevdadır Körfezim

Kocaelispor - Denizlispor



14:00....

14 Kasım 2008 Cuma

Madiou KONATE


Aykut Kocaman Norveç 2. liginde Honefoss'da nasıl buldu aldı bu adamı bilmiyorum ama ileride adını sıkça duyabiliriz.
Senegalli bu adam Ankaraspor da 4 kez forma giyip 4 gol attı. 4 maçta kaba bi hesap yaptım toplam 140 dakika sahada kalmış.

ilk kez kadroya Kayserispor - Ankaraspor maçında girmiş:

oyuna girdiği dakika: 78

gol : dk. 89

kayseri 1 - 2 ankaraspor


2. maçı türkiye kupası nda Ankaraspor - Galatasaray maçı

dk 81 de oyuna girmiş

skor 1-1

3. maçı Ankaraspor - Eskişehir Lig maçı

dk 62 de oyuna girmiş

gol dk 86.

ankaraspor 2 - 0 es.

4. maçı türkiye kupası Malatyaspor - ankaraspor

ilk kez 11 de başlamış.

Dk. 9 ve Dk. 76 goller.

malatyaspor 2 - 4 ankaraspor


Bonservisi dahil 100 bin dolarmış maliyeti. Lig maçlarında alınan puanlardan Ankaraspor'un kasasına giren para 660 bin TL. Kupa maçlarından kaç para gelmiş onu bilmiyorum. Şunu biliyorum, biz Kemal Aslan'a 1.2 trilyon, Serdar Kulbilge'ye 1 trilyon veriyoruz, Serhat Akın hesabına 500binTL yatırılmadan görüşmeye bile gelmemiş.(belkide daha fazla). Transfer nasıl yapılır bakın görün. Aykut Kocaman'a kocaman bi alkış geliyor benden..

Kocaelispor Dergisi 2



arkadaşlar Kocaelispor RESMİ Dergimizin 2. sayısı dün gece geç saatlerde geldi.
Bugün kentimizdeki tüm gazete satıcılarına ulaşması amacıyla YAY-SAT'a vereceğiz.
Yarın sabahtan itibaren sizler gönül verdiğiniz takımınızın dergisini 4 YTL.'lik fiyatla satın alarak Kocaelispor'a katkı sağlayacaksınız..
kocaelispor Dergisi çalışanları adına gönül isterdiki dergimizi Ekim ayının son haftası çıkartabilelim..
Ama maalesef olmadı..
Bu yüzden hepinizden tek tek özür diliyorum.
dergimiz yine oldukça güzel ve içerikli..
yine ilerdeki sayılarda dergimizde yer almasını istediğiniz konular için bizlere ulaşabilirsiniz.
Abonelik ile ilgili sayfamızı doldurarak, dergimize şehir içi 55, şehir dışı 65 YTL. ödeyerek abone olabilirsiniz..
dergimizin 2. sayısı tüm Kocaelispor camiasına hayırlı olsun..
Sizlerden istediğim emeklerimizin karşılığıı olarak dergimize sahip çıkmanızdır..
Tekrar teşekkürlerimi sunuyorum.

KOCAELİSPOR DERGİSİ ÇALIŞANLARI ADINA
CAN VATANSEVER


Ekim sayısı 14 Kasım da çıktı. Farkımızı(!) yine gösterdik..

Serdar Taşçı


Löw, alman milli takımı kadrosuna çağırmış kendisini. Üzüntü ve sevnç yaşıyorum bu olayları görünce. Son dönemlerde birçokları gibi Serdar'da Alman Milli takımını tercih edenlerden. Onun yerinde ben olsam büyük ihtimal aynını yapardım. kimsenin ona kızmaya hakkı yok tabii. Stuttgart altyapısından yetişti. muhtemelen 2010 alman milli takımı kadrosunda yer alır. umarım alır, oynarsa sevinirim. Bizim milli takımı seçmiş olsa 2010'a gidemezdi. Takım olarak zaten gideceğimizi sanmıyorum ama takım gitse bile fatih terim buralarda olduğu sürece çağırmazdı onu. olanlarında ağzına sıçıp gönderiyor. (bkz: yıldıray)

şu hazırlık maçlarında değil ama avrupa veya dünya şampiyonalarını izlerken bizim çocukların oralarda oynaması hep boğazımızda yutkunamadığımız bi yumru gibi kalıyor. başarılı olsun istiyorsunuz ama niye orada diye hayıflanıyorsunuz.

13 Kasım 2008 Perşembe

Onur Ünlü ‘Emin olduğum tek şey Kocaelispor’



Onur Ünlü, Radikal'in yaptığı röportajda ne güzel söylemiş; ‘Emin olduğum tek şey Kocaelispor’ diye. bu sayede öğrenmiş olduk Kocaelisporlu olduğunu.
Budur işte sevgi..

'Sizin emin olduğunuz bir şey yok mu peki?
Var. Mesela Kocaelispor süper bir takımdır, bundan eminim.'


röportaj'ın tamamı

Emre Güneş ve Kardeşleri #6 - Ajdar :)




Benzettim be başkan =)

Emre Güneş ve Kardeşleri #5

Emre Güneş ve Kardeşleri #4

Emre Güneş ve Kardeşleri #3

Emre Güneş ve Kardeşleri #2

Emre Güneş ve Kardeşleri #1

Galibiyet Yoksa Dergi Yok

dün bu konu hakkında yazmıştım bkz: kocaelispor dergisi. Can Vatansever bi açıklama yapmış. Ne kadar profesyonel(!) olduğumuzu göstermiş bize. ben demiştim demek ne kadar gıcık olsa da. bize fazla demiştim..


"bende bu konu ile ilg. yazı atacaktım ki..
yazılmış..
arkadaşlar dergimizin 2. sayısı yani Ekim sayısı fenerbahçe maçı sonrası hazırdı.
Fakat dergimizin kapağını süper ligde alacağımız ilk galibiyet fotosu koyma fikri vardı arkadaşlarımızla benim aklımda..
ama olmadı..
Ankaraspor maçınıda bekledik..
Olmadı..
Dergi şu an baskıda..
ilk sayımızdan daha da güzel olduğu inancındayız..
Allah kısmet ederse önümüzdeki hafta içi dergi taraftarlarımızın elinde..
bizim kocaeli gazetesindeki arkadaşlarımıza da aynı şeyleri anlattım zira bugün haber olarak çıkmış konu..
ilginize teşekkür ederiz..
Ayrıca çıkacak bu sayıdaki tarih soruları oldukça kazık..
Ama doğru bilenlere de o derece kaliteli hediyelerimiz var.."

kocaelispor resmi dergisi çalışanları adına
can vatansever

Mustafa Uğur


Bu hafta erciyes kayseri de, yenilgisi olmayan Manisaspor'u mağlup etti. 4-0 lık skor şaşırttı herkesi. Mustafa Uğur'da maç sonrası :"4-0'lık galibiyeti biz de beklemiyorduk. Manisaspor'un 4-0 yenilebilecek bir takım olduğunu düşünmüyorum. Ligin en iyi takımlarından bir tanesi." demiş. Manisa gerçekten iyi takım. Bizim kupa maçı öncesi değerlendirmede anlatmıştım. Mustafa Uğur'da b.kunu çıkarmış. İnsan kendine güvenir biraz. Zamanında At. Madrid'le oynamış takımsın sen.

neyse, Mustafa Uğur 2005-2006 sezonunda yine erciyes'in başında takımı süper lig'e çıkaran hocaydı. Süper Lig'de iyi top oynatıyordu takıma. Tipik anadolu takımı gibi oynamıyorlardı (bi gol atıp üstüne yatalım, kazanamazsak bile bi puan iyidir mantığı). Takım kötü gitmiyordu ama Mustafa Uğur görevi bıraktı. Neden yaptı bunu bilmem. Yönetimsel sorunlar olmuş olabilir. Şimdi yine takımın başında ve bu hafta güzel bir galibiyet aldılar. Lig sonuncusu, lideri yenmiş oldu. böylece 13.lüğe kadar çıktılar. Son 5 yıl bank asya'da oynadığımızdan bu ligde herşeyin olabileceğini biliyoruz.

Mustafa uğur erciyes'i bıraktıktan sonra; Samsunspor'u çalıştırdı bi dönem. Samsun para krizine girdi, bıraktı. Geçen sene Diyarbakır mucizesini yaratan adamdı. Süper Lig'e çıkartamaması tek eksiği.ancak takımın başına geldiğinde Diyarbakır şu anki Erciyes ten pek farklı değildi.
Erciyes'i playoff'a taşır mı? dedik ya herşey olur. Banu Yelkovan'ın dediği gibi "tahmini en zor lig"

12 Kasım 2008 Çarşamba

Japon Kale Futbol Blog'da




futbol blog 4. bölümü buradan izleyebilirsiniz

Futbol Blog
Habertürk/Cumartesi
13:10-14:00


cumartesileri çalıştığımdan izleyemiyorum. arkadaşlar söyledi; "senin blog televizyonda çıktı lan" diye. Sonra videoyu izledim, harbiden çıkmış. Bu işlere vesile olan aceto'ya teşekkür ederiz.

İstabullu büyüklerin ilacı Kocaeli - Can Belge


..........................

Beşiktaş için, Kocaeli maçı kolay göründüğü halde zor geçti diyebiliriz. Zira ilk devre 2-0 a gelen maçı, çok inandırıcı olmayan bir faulden buldukları ilk golle döndürdüler. Rakipteki güven eksikliği bu ilk golün etkisini katladı ve arkası çorap söküğü gibi geldi tabir caizse. Beşiktaş da ilk üçe giren tek İstanbul takımı oldu böylece, 10. hafta sonunda.

Kocaelispor Galatasaray a, Fenerbahçe ye ve Beşiktaş a karşı öne geçmeyi başarsa da, bu maçlardan topladığı puan sıfırda kaldı. Zaten ligin bütünü itibariyle de Gençlerbirliği ve Ankaragücü maçlarından 1-1 lerle kotardığı iki puan dışında kazandığı puan yok. Yani 10 haftada tek bir galibiyetin yekûnunu bir araya getirememiş. Bu hafta içeride Denizli maçı son duraktır öyleyse: bu maçla birlikte köklü bir değişim başlamıyorsa, Taner Gülleri durur, Kocaeli yolcudur!


..............................

Sivas da, Kayseri de, Gaziantepspor da yapamadı bu hafta... Sivas Şifo yla mavileşen Antalyaspor kurbanı: Haftanın en zevkli mücadelelerinden birini çok da kötü oynamadan kaybettiler. Antalya iki haftadır, aynı mavi formayla aynı skoru işliyor. Önce atıyor, sonra yiyor ve 2-1 kazanıyor. Ve onları Kocaeli den farklı kılan sadece bu iki galibiyet, düşme potasını terk etmelerine yetiyor. Umudunu kaybetmeye meyledenlere duyurulur.

...............................

Can Belge yazısı

Kaynak: http://www.taraf.com.tr/makale/2633.htm

Kocaelispor Dergisi


Kocaelispor dergsi ilk sayısı ben diyeyim 2 siz deyin 3 ay önce çıktı. Can Vatansever yönetiminde kadro kurulmuş. Genelde tribünden, güzel insanlar uğraşmışlar. Bizim gibi daha doğru dürüs bir store'u bile olmayan klüp için fazla şeyler bunlar. Aldık elimize ilk ay hemen bi günde okudum bütün yazıları. Eksikleri elbette vardı ancak bizimdi. 2. sayısı çıksa hemen gidip alsak, okusak, sonra arşive koysak dedik. Hatta acaip heyecanlandım ilk elime aldığımda. Peki şuan ne oldu? yine attığımız bir adım yarım kaldı. ilk sayı ile yetindik. Ortalarda bi dergi yok. 2-3 ay oldu ilk sayısı çıkalı. senelik mi çıkarmayı planlıyorlar?

Ayrıca kaçan sırplardan Dusan'la röportaj vardı dergide. Sütlaç'a bayılmış Dusan. Kesin tarifini aldı öyle gitti.

11 Kasım 2008 Salı

iki yabancı



başlığa bakınca aklıma teoman şarkısı geldi. ancak mevzu elimizdekiler. biz onlara, onlar futbola yabancı kaldı zaten. julio cesar'ı denizlispor'un elinden kaptık(!). "Yıldız transfer yapacağım" diyen hatta "uzun saçlı" olduğunu söyleyen Serhan Gürkan'ın son dakika transferiyle aldığı Fransergio elimizde kalan son yabancılar. Fransergio ismetpaşa stadındaki bi 'çukura' bastığından sakatlanmıştı (resmi site açıklamasında aynısı yazıyordu). Julio Cesar geldiğinden beri iki maç üst üste oynamadı zaten.

Şimdi devre arası transferi gündemde. Baktılar taraftar kıllandı, nasıl uyuturuz diye düşünmüş olmalılar. Bu işlerde çok iyi(!) olan bizim kocaeli gazetesi hemen başlamış yabancı transferlerine. Neyine senin yabancı?! elindekiler para veremediğin için kaçıyorlar. hangi yabancı gelir? uzun saçlı bi fransergio bulursunuz ancak.

Anket - Türkiye de hakemler maçları adaletli yönetiyor mu?


'Türkiye de hakemler maçları adaletli yönetiyor mu?' diye sorduk blogumuzun ilk anketinde. 50 kişi oy kullanmış. teşekkür ediyoruz.

evet 7 (14%)
hayır 22 (44%)
ne hakemi 21 (42%)

ben 'ne hakemi' şıkkını işaretlemiştim. hala hakemlerden medet uman 7 kişi varmış.

"Bu bize yapılmış bir terbiyesizliktir. Deniliyor ki, 5 dakika en az süredir. Ama uzatma için verilen bir süreyi 1 saniye geçiyorsa bitireceksin. Semih 2 kere faul yapıyor, atmıyorsun. Uğur faul yapıyor, atmıyorsun. Takdir hakkı denilen lanet şeyi hep rakipten yana kullanıyorsun.
Sonra geliyorsun beni saha dışına çıkarıyorsun. Zaten 90+5 olmuş daha ne yapıyorsun yani? Tanrı mısın sen be! Oyuncuma taktik veremeyecek miyim?
Oyuna mı konsantre oluyorsun bana mı anlamadım, sürekli bir uyarı halindeler. Biz kendimizle uğraşıyoruz, siz neden bizle uğraşıyorsunuz? Bu ülkede bir tane hakem yok. Tebrik ediyorum kendilerini, utansınlar! 10 sene oldu bir tanesi gidip Avrupa’da düzgün bir maç yönetemedi. İnsanlarda yürek yoksa böyle oluyor işte. Ben antrenörlük yapsam ne olur yapmasam ne olur. Yıllardır aynı şeyi konuşuyoruz, bu kadar basiretsizlik olmaz. Ne oldu kazandılar da, bir tarafı sevindiriyorsun, diğer taraf ne olursa olsun. Ne ala memleket!
Napıyorsun yani dünyayı mı kurtarıyorsun?"
Kocaelispor - Fenerbahçe maçı sonrası Yılmaz Vural özetlemişti zaten.

Derbi var, derbi var ama







Panathinaikos – Olympiakos derbisi sanırım aynı saatte oynandı, bizdeki malum derbiyle. hafta sonu hiçbir şey izleyemedim ama olsa önümüzde izlerdik şu maçı. 0-0 bitmiş.

10 Kasım 2008 Pazartesi

Tatminatör



Bu hafta sonu futbol hakkında duyduklarım ve gördüklerim; ya mola yerinde açık olan veya bir otobüs içindeki televizyonda, hiç olmadı dinlenen radyo sayesinde oldu.

cuma günü inönü hayalleri kurarken, askerlik için muayeneye gidecek olan ben, üniversite'den çıkış belgesini almaya gittim. cuma günü işimi hallettikten sonra 'üni-kostad ankara' başkanı Batu tarafından ağırlandık. bi çay demledi, börek aldık kahvaltı ettik. "akşam maçı sakarya caddesinde izleriz" diyordu. ben tatili bulmuşken delirdim. "gidiyorum ben" dedim. terminale gidip Nazilli/Aydın arabasına bindim. Tam indiğim saatlerde bizim maç başlayacaktı. arkadaşım aldı terminalden. futboldan nefret eden bi insan olarak pis pis baktı bana,"buralarda digiturk yok mu?" dediğimde. "var" diye götürdüğü kafede digiturk vardı ama müzik kanalları açıktı. baktım olacak gibi değil. Ozan başkanı aradım "tribünler nasıl?" dedim. "bi cacık yok moruk" dedi. şaşırmıştım. kostad açık bi organizayon yapmamıştı ama semtlerden otobüslerin inönü'ye akacağına emindim. 1-2 dakika geçmeden yine Ozan başkandan msj geldi. "geldi bizimkiler, doldu tribün" yazmıştı. muhabbete daldık maç başladı. yaklaşık 20 dakika geçmiş. tekrar aradım ozan başkanı "koyuyoruz moruk 2-0" dediğinde inanamamıştım "hasigtir lan!". Telefonu kapadıktan sonra futboldan nefret eden arkadaş "sevinme boşuna 4-2 yenilirsiniz" demiş banada çok mantıklı gelmişti. Ne zaman yenmiştik? Yakınlarda bir kahvehane olmalıydı ki, "gooolll" diye bağırışmalar duyuldu. arkadaş 'ben demiştim' edasıyla yüzüme bakıyor, benim boynum bükülüyordu. telefonuma gelen msj ilk yarının 2-2 bittiğini söylüyordu. bu saatten sonra yenebileceğimiz, hatta puan alabileceğimiz aklıma dahi gelmedi.

ikinci yarı biz Nazilli - Uğur Mumcu parkı'nda kahvelerimizi içerken, Ufuk Çam bana kostad.org forum da attığı pm'de belirttiği 'süper lig de en beğendiği forvet' olan Bobo'nun bilmem kaçıncı golünü atmasını izliyordu. Yakınlardaki Kahvehaneden sürekli "gol" sesleri gelmeye başlamıştı. Yine rakibimizi tatmin ediyorduk. Dediğim çıkıyordu yine. 3-0 hükmen yenik sayılalım maça çıkmayalım demiştim. bize de yazık!

Dönüş yolunda denizli'den yanıma oturan adam "fb - gs" derbisi hakkında konuşuyor, ağzından salya akıtarak. fenerli olduğu belli. "Denizlispor ne yaptı abi?" dedim. "bilmem" dedi. iyice uyuz olmuştum. denizlide yaşayıp güzel ege şivesiyle konuşuyordu ama fenerbahçeliydi. kocaelisporlu olduğumu öğrenince halime acır gibi baktı. Olsun abi dedim biz sizi tatmin ediyoruz, siz arsenal'i.. sonra sustu. taktım kulaklığı sabah işe geldim...

Maç hakkında Ege Görgün yazısı okunabilir şuradan

6 Kasım 2008 Perşembe

kim tutar seni

5 Kasım 2008 Çarşamba

İsmet ÇİĞİT - Kocaelispor’da kim yalan söylüyor?

Kocaelispor için bu sezonun sonu artık çok açık ve net biçimde gözükmüştür. Sadece küme düşmekle kalmayacağız. Haftalar öncesinde de yazdığım gibi, bir havanın içindeki bir baş sarımsak gibi, her hafta kafamıza adeta tokmak vurula vurula ezileceğiz.
Her hafta biraz daha küçülecek, biraz daha kahredeceğiz. Televizyonların spor programlarını izlemekten, gazetelerdeki puan cetvellerine bakmaktan korkacağız. Çünkü, utanacağız.
Kocaelispor tarihinin, en utanç verici, en kötü dönemini yaşıyoruz.
Küme düşmek, elbette dünyanın sonu değildir. Her takım, her kulüp, kötü dönemler geçirebilir. Kötü yönetilebilir. Hedeflerinin çok uzağına düşebilir. Ama böyle dönemlerde bile, kulüp namusunun, kulüp kalitesinin, marka değerinin olabildiğince korunması gerekir.
Bundan sonra Kocaelispor’da bu marka değerini ve kulüp namusunu konuşmamız gerekecek diye düşünüyorum.
……..
Geçen hafta Kocaelispor Başkanı Serhan Gürkan’ın ricası üzerine, kendisiyle bir görüşme yapmıştım. 1 saat olarak planlanan ama neredeyse 4 saati bulan bu görüşmede Başkan’ın söylediklerini, Kocaelispor camiasına aktarmıştım. Aslında o görüşmede Başkan Gürkan’ın söylediği, her biri manşet olabilecek çok çarpıcı bazı sözleri de yok saymış, yazmamıştım.
Gürkan’la yaptığımız sohbetle ilgili yazı, büyük yankı uyandırdı. Elbette olumlu, olumsuz tepkiler geldi. Bu yazıda isimleri geçen, Başkan Gürkan’ın isimlerinden bahsettiği iki önemli kişi, Muammer Çelik ile eski Teknik Direktör Engin İpekoğlu beni aradılar. Onlar da Başkan’ın iddiaları, söylemleri üzerine değerlendirmeler yaptılar. Gürkan’ın yalan söylediğini öne sürdüler.
Geçen pazar günü oynanan Ankaragücü maçı hayati önem taşıdığı için, hem Çelik’e, hem Sayın İpekoğlu’na açık açık söyledim, “Sizin açıklamalarınızı kamuoyuna duyurmak, boynumun borcudur. Ama bunu, Ankaragücü maçından önce yapamam. Maç bitsin, ondan sonra yazarım” dedim. Şimdi bu sözümü yerine getiriyorum.
………..
Başkan Gürkan’la ilgili yazımın çıktığı günün gecesi, Muammer Çelik aradı. Ertesi sabah da gazeteye geldi. Uzun uzun anlattı. Gürkan, “Ben sadece Cesar’ın transferini yaptım. Diğer transferleri Engin İpekoğlu ile Muammer Çelik yaptılar” demişti. Çelik, bu sözlerin kesinlikle yalan olduğunu öne sürdü, “Ben bir tane bile transfer yapmadım. Musa Büyük ile Bülent Bölükbaşı’nı, Başkan Gürkan tek başına inisiyatif kullanarak aldı. Transfer döneminde hep aynı menacer ile çalıştı. Yabancı futbolcuların transferinde de Mirkoviç’e tam yetki verdi. Benim yabancı transferlerindeki tek fonksiyonum, Belgrad’a giderek, fiyatları indirmek olmuştur” dedi.
Çelik, Musa Büyük ile Bülent Bölükbaşı transferleri yapılırken kendisinin yurt dışında olduğunu söyledi. Youla’yı Avusturya kampına gönderdiğini, Başkan Gürkan’ın, sırf arada kendisi var diye bu transferi yapmadığını iddia etti, “Youla, bizden 600 bin Euro istedi. Eskişehir’e de aynı rakama imza attı” dedi.
Gürkan, “Muammer Çelik dava açtığını söylemişti. Bana mahkemeden tebligat gelmedi” demişti. Çelik, davanın açıldığını, hatta savcılığın kulüpten resmi belgeler istediğini söyledi, “Davanın ilk duruşması şubat ayında yapılacak. Gecikme nedeni, araya adli tatil girmesidir. Her şey ortaya çıkacak. Serhan Gürkan çok zor duruma düşecek, mahkum olacak” diye iddia etti.
………..
Gürkan ile Çelik arasındaki kavga bir hayli kişiselleşmiş durumda. Başkan Gürkan’la ilgili yazım hakkında eski Teknik Direktör Engin İpekoğlu da aradı. İpekoğlu da, kendisiyle ilgili iddiaların yalan olduğunu söyledi.
İpekoğlu telefonda şöyle dedi:
“-İsmet Bey, yazınızı internetten okudum. Hemen Başkan Gürkan’a telefon açtım. İsmet Çiğit’in yazdıklarını sen mi söyledin diye sordum. Gürkan bana, kesinlikle kendisinin böyle laflar etmediğini söyledi. O zaman, İsmet Çiğit’i arayıp, lütfen tekzip edin dedim. Sayın Gürkan sizi aradı mı?”
Engin İpekoğlu aradığında, yazının çıktığının ertesi günü akşam saatleriydi. Başkan Gürkan’ın yazı ile ilgili aramadığını, “Ben bunları söylemedim, sen kafandan yazmışsın” diye bir açıklama yapmadığını söyledim. Hoş yanımızda tanık yoktu. Ben üzerimde kayıt cihazı falan hayatta taşımam, konuştuklarımızın tanığı, belgesi yok. Ama Serhan Gürkan gibi birinin, Kocaelispor Başkanı olmuş birinin bana telefon açıp; “Ben böyle demedim” diyebileceğini de aklımdan geçirmem. Zaten Gürkan da böyle bir şey yapmadı.
Engin İpekoğlu şöyle dedi:
“-Sayın Başkan bütün transferleri benim ve Muammer Bey’in yaptığını söylemiş. Tamamen yalan. Ben sadece Serdar Kulbilge’yi istedim, ısrar ettim. Diğer transferlerin hiç biri benim istediğim oyuncular değildir. Başkan kendisi bulup almıştır.”
Engin İpekoğlu’na, beğenmeyip gönderdiği, Antalya’da yıldız olan Fildişili futbolcuyu sordum. Bu konuda da şöyle dedi:
“-Açıkçası, ben o adamı, hazırlık sürecinde çözemedim. Ama ilginç bir futbolcuydu. Kalsın istedim. Yabancı kontenjanında 6+2’nin artı 2’lik bölümünde kullanırız dedim. Başkan Gürkan, ‘Hoca bu adam yürümeyi bilmiyor. Bunu kulübede tutup ne yapacaksın. Sen yabancı kontenjanını boşalt, ben sana çok daha iyi, süper bir oyuncu alacağım’ dedi. Siz teknik direktör olsanız bu durumda ne yapardınız?”
………..
Konuşmalar, diyaloglar böyle.. Birileri yalan söylüyor. Ama kim?.. Aslında bu da çok önemli değil. Kocaelispor bitmiş. Kocaelispor’da yapılan yanlışlar, bizim tahmin ettiklerimizden, bildiklerimizden çok daha fazladır.
Bu tablo içinde ben Başkan Gürkan suçludur, Muammer Çelik ile Engin İpekoğlu melektir demiyorum.
Muammer Çelik, son kongrede Serhan Gürkan’a seçimi kazandıran adamdır. Araları açılana kadar da Gürkan’a toz kondurmamıştır. Sezon başlamadan önce kulüpte yaşandığını öne sürdüğü gelişmeleri camiaya anlatmamıştır.
Engin İpekoğlu’nun ise, hiç tutacak yeri yok. Şimdi transferleri ben yapmadım diyor. Ama hazırlık kampında, hazırlık maçlarında hep, “Bu takım iyi takım. Büyük işler yapacağız” diyen, umut dağıtan kendisiydi. Bir tek gün çıkıp da, “Bu takımı ben yapmadım. Bu takım yetersizdir. Transferde yanlışlık yapıldı” demedi. Şimdi, “Kocaelispor camiası önünde suçlu olarak anılmak istemiyorum” diyor. İpekoğlu, zamanında gerçekleri açıklayabilir, elinden bir şey gelmiyorsa, sezon başlamadan görevi bırakıp, gidebilirdi.
Bu açıdan bakıldığında, bana göre eğer Serhan Gürkan suçluysa, Engin İpekoğlu ve Muammer Çelik de en az O’nun kadar suçludur. Bu takımı bu hale, birlikte getirmişlerdir. Birinin suçu, diğerlerinden biraz daha fazla olabilir.
İşin kötüsü, Kocaelispor’da artık yalan dolanın ayyuka çıkmasıdır. Serhan Gürkan, Muammer Çelik ile diyaloğu olan futbolcuları düşman belliyor. Yakında bazı futbolcular kadro dışı bırakılırsa, bilin ki, Muammer Çelik’le görüştükleri içindir. Konu, Kocaelispor menfaatlerini savunmaktan çıkmış. Kinlenmişler.. Kocaelispor bu işlerden çok büyük zarar görecek, önümüzdeki haftalarda çok daha büyük kaoslar yaşayacaktır.
Ankaragücü maçında gördük. Taraftar bölündü. Ortak özellikleri Kocaelispor sevgisi ve tutkusu olan insanlar, Muammer Çelik ile Serhan Gürkan arasında bölündüler. Şubat’ta dava başlayınca, görün bakın daha neler duyacak, neler yaşayacağız.


http://www.ozgurkocaeli.com.tr/news.php?id=25453&t=Spor_Yorum_/_İsmet_ÇİĞİT

4 Kasım 2008 Salı

Körfezin aşkı bizi delirtti!!!



fotograf sakhalin-rusya dan. hangisi türk?

Sırbistan'a üç bilet : Dusan Andjelkoviç, Dorde Tutoriç, Nenad Jestroviç




Batan gemi terk edilmeye başlandı. Sabah gazetesindeki habere göre, alacakları ödenmediği gerekçesiyle fifa ya başvurmuşlar. fifa bunlara fesih yazısı göndermiş. bu kadar olay olmuş yönetimin bile haberi yoktur. bırakın gidin daha fazla rezil etmeden bizi. her seferinde soruyorum; "daha kötü ne olabilir?" diye. her seferinde beni dumur etmeyi başarıyor sağolsun yönetim.

bu topçuların bonservisine 2milyon dolar kadar para harcamıştık. üstelik büyük bölümünü taksitle anlaşmışlardı. o paralarda ödenmemiştir tabi. bunlar bıraktıktan sonra gelen yönetime patlar o borçlar. eyvah ki ne eyvah.

3 Kasım 2008 Pazartesi

Kocaelisporluyum işte var mı diyeceğin?


Bir klubün parçası olmanın verdiği hisleri ifade edecek tek şey: müzesinde sıkışan kupaları ödülleri , madalyaları sanılsaydı bu yazıya hiç başlamazdım. Ama canım memleketimde “üç büyükler” diye anılan takımlardan birine mutlaka sempati duymanız gerekir. Haa.. Bu takımlar dışında bir takım mı tuttunuz ? mesela doğup büyüdüğünüz ilin, yada yaşadığınız ilin , semtin takımını da tutsanız. Bu “üç büyükler” den birine kesin ilginiz vardır. Siz ısrar ettikçe alay etmeye başlarlar. Onlara büyük takımı sorduğunuzda, o kupalardan bahsederler. Halbuki o kupalar kazanıldığı sırada, portakalda vitamin olanlar yada yeni koşmaya, yürümeye başlamış olanlar, o kupaları kendileri kazanmış gibi övünmelerine de anlam veremezsiniz Bir oyuncuyla, bir maçla sonradan fark edeceğiniz bir olayla başlayan ait olma hissidir sizi Kocaelisporlu yapan. Ve bu duyguyu açıklamak yada anlaşılmasını sağlamak her zaman kolay değildir. Kocaelisporlu olmanın getirileri ve götürüleri vardır.

Şehrin ortasına Godzila gibi dikilen statta oynamayız maçlarımızı. Tribüne girebilmemiz için , duvarlardan atlayıp zıplayıp antin kuntin yerlerden geçmeniz ve kapının açılmasını beklemeniz gerekir. Peki bu çok kötü bir durum mudur ? anlatılışa göre pek iç açıcı değil gibi duruyor. Ancak tribünlerin kendine has bir havası vardır. Sıkça maçlara gelen biriyseniz ve kendinizi toplumdan soyutlamamışsanız, sizin gibilerle tanışır ve bir süre sonra birçok arkadaş edinirsiniz. Başta bahsettiğim ait olma hisside mümkün olabilir. Her insanın kendini ait hissetmek istediği yerler vardır. Bazen bir bar, bir kafe, bir sınıf bizimde kendimizi o stada ait hissetmemiz mümkündür.

Oyuncular değişir, başarılar elde edilir yada her şey kötü gidebilir. Ufak bir ihtimal takımın amatöre düşmesi hatta çökmesi bile söz konusu olabilir, ancak Kocaelispor taraftarı, stadın ismi cismi hatta kendisi bile değişse dahi orada olur. Her maçta kendi sahamızda değildir elbet. Deplasmanlara gideriz. Onun havası bambaşkadır. Gidiş – dönüş yoludur aslında deplasmanın zevkli kısmı. Deplasman otobüsünün tadı ayrıdır; şarkıyla , türküyle , sloganla , tezahüratla geçtiğin yolları inletirsin adeta. Takımını deplasmanda da yalnız bırakmazsın.

Deplasmanda kaç gol yesek bile, dönüşte başımız ve omuzlarımız dik şekilde geri dönmenin olgunluğunu yaşarız (o an fark etmesek bile). Zaten deplasmanda atılan gol veya goller hatırlanır hep. Mesela ; üzerinden epey sene geçmesine rağmen o meşhur İngiltere – Türkiye maçında yediğimiz fark değil Ünal Karaman’ın uzaktan çektiği ve direkte patlayan şutu anlatılır.

Kocaelisporluysanız maçın başlamasına saatler kala hazırlıklarınızı yaparsınız ve ilk günkü gibi midenize giren heyecanla karışık karın ağrısı , kramplar maç sonuna dek sürer. ( hani öss gibi sınavlardan öncede olur) Beklide çok fazla para saçarak toplayabileceğimiz kaliteli oyuncularımız olmadığı için böyle strese gireriz. Birer platonik aşığızdır aslında tribünde hepimiz. Beklide mazoşistlik bu ama, sonucunu beş yaşında veletin bile bildiği takımı tutmaktansa kabir azabını tribünde yaşamak başkadır.

Kocaelispor..

Doğru düzgün kadrosu , teknik ekibi , stadı , yönetimi , forması-ürünleri , taraftar grubu , gazetede dergide televizyonda yer almayan haberleri dahi olmasa, bilmelisiniz ki bu takım sadece sizin gözünüzün içine bakar. Önemli olan şiddetin, pisliğin, fanatizmin, şikenin, holiganlığın, paranın ve gücün karşısına dikilip taraftar duruşuna sahip olmaktır.

Kocaelisporlu olmak : mağlubiyette dahi umutla bakabilmektir ileriye!!

Saygı , sevgi…

fenerli baba


uyuz olsamda babam fenerli oldu çıktı. içimizdeki irlandalılar hesabı, ablam en büyük destekçisi. geçen akşam gülerek diyorum:

-sizi arsenal fena yapacak

babam: görürsün yenicez

-he he yenersiniz. alex de çok şanslı bu rezilliği yaşamicak. oynamıyormuş

babam: olsun ama galatasayı yenicez.

-hueuhahueau yenseniz n'olcak baba.


ne güzel avutuyorlar kendilerini. hakemlerle maç kazan. avrupa da şaklaban ol. ilkokulda parmakla gösterilen çocuklar gibi ol. o yüzden diyorlar "türkcell süper lig hiç bitmesin" diye. yoksa başka türlü tatmin edemiyorlar kendilerini. süper lig olmasa, bizim gibi takımlar olmasa kimi yenersiniz.

Hayat yok, Umut yok


eleştiri yapıyorsun, korfez.org; hep muhalefet yapan Deniz Baykal gibi oluyor. kostad.org da yazıyorsun, eleştirin mussolini edasıyla siliniyor. şimdi ne kaldı bize? ne yazalım yani. herşey çok mu güzel? yönetimi, futbolcusu, hocası, taraftar olarak biz çok mu başaralıyız da en ufak bi eleştiride herkes, yeri gelip gol attığımızda sarıldığı, kardeşim dediği adama saldırıyor.

böyle mi başarılı olacağız? bunu yapmak kocaelisporluluksa utanırım. biz barselona veya real madrid miyiz beyaz mendil sallayalım. istifa diye bağırıyoruz işte. bu tribünler adamı omuzlarda da taşır. yere de atar. dünyanın kuralı bu. vefa sadece semt adı. bunu sezon başında yine bu yönetim gösterdi bize.

ikinci lige düşmek önemli değil benim için. tamam kötü oluyor. kahroluyoruz elbette. asıl kahroldğum mesele ruhsuzluktur. yenilsek bile ezilmemek. adam gibi durmak. bunu beceremiyoruz.

ama bizde ne hayat var ne umut var. anca birbirimize saldıralım. daha biz tribünde birlik olamıyoruz. ondan sonra kahrolsun pkk diyoruz. memlekette de aynı sorun var. birlik olamazsak dirlik olamayız..

bu futbolcular böyle oynacaklarsa bjk maçına çıkmasınlar. kahrolacağımıza 3-0 hükmen mağlup sayılalım..

ayrıca; şu blog olmasa yazacak yerim yokmuş be.

Kocaelispor - Ankaragücü maç özeti

2 Kasım 2008 Pazar

Süper olmak bizi bozdu


gittik yine maçımıza. acı çektik yine. maç erken saatte olduğundan ve c.tesi akşamı içtiğimden, alkol almadan gittim maça. alkolsüz bu rezillik daha zor geldi. Ankaragücü ne güzel top oynadı. Kendini tatmin etmek isteyen takım varsa, bizimle bi hazırlık maçı almalı. umurlarında değil sanki futbolcuların.. tribünler kahroluyor. eskiden hodri meydan dedin mi istediği gibi bağıran, yönetim olsun, futbolcu olsun herkese istediğini söyleyen oluşumdu. maç sonunda maraton içinde "yönetim istifa" diye bağıranların kimisi dövüldü. kale arkada olaylar oldu paşalılar arasında kavga çıktı polis tribüne girdi. numaralıda bile olaylar oldu polis daldı tribüne. artık o ismin hakkını veremiyoruz.. tepki gösterenlere dalınıyor! ankaragüçlüler yine bir deplasman yapmışlar. güzel tribün yaptılar. devre arası karşılıklı yeşil-siyah, sarı-lacivert çektik. sakarya ya küfür ettik (bank asya için alıştırma oldu) maçta en iyi zaman devre arasıydı bizim için. çünkü futbolcular yoktu. bu adamlar oynamasın artık. lütfen ya. kime yalvarmamız gerekiyor. yönetim görmüyor mu? bu kadar kazma olamazlar. gol makinası diye aldık çamaşır makinası bile olmaz jestroviç.


bülent bölükbaşı, serhat akın, murat hacıoğlu, julio cesar, musa, tolga seyhan, volkan bekiroğlu.. ne işe yararsınız lan siz! beşiktaş maçına çıkmayalım. 3-0 hükmen yenik sayılalım. yoksa daha farklı olur. averaj takımı olmayalım bare. bezdirdiniz bizi be. bunu bile düşünür hale getirdiniz.. çıksın paf takım oynasın, onlarda 4-5 tane yer. fark olmaz. başımız önde evimize döndük. o ruhsuz ibneler istanbul'un yolunu tutmuştur çoktan.. süper lig bize fazla geldi.