28 Ocak 2010 Perşembe

Barcelona bana dese ki


Barcelona bana dese ki ‘Serdar Topraktepe’yle Messi’yi takas edelim’ ben şahsen kabul etmem hatta üzerine ne veriyorsunuz derim. Çünkü ben Serdar’ı Messi’yle kesinlikle kıyaslamam.

Hatta Barcelona bana dese ki; senin kafan mı güzel..

Hıncal Uluç'un ettiği lafı bir şekilde duymuştur herkes. "Artık futbol yazıları ilgi çekmiyordu herhalde" gibi bir şeyler söyledi Bilgin Gökberk gülerek. dün akşam Rıdvan Dilmen ve Fuat Akdağ bu konu hakkında konuşuyorlar. Görüntüyü televizyonda veriyorlar Hıncal'ın ettiği lafı. Sonrasında stüdyoya dönüldüğünde Fuat Akdağ kopmuş gülüyor. Top Rıdvan'a zor attı.
Tamam be Hıncal türk sporcusu kendine güvenmiyor, özgüvenli olsa belki messi ye yaklaşabilir demeye çalışıyorsun orda. yoksa aksini iddia ederim dersen Turgay Şeren'in Ali Sami Alkış'a ettiği lafı getiriyorsun aklıma.

25 Ocak 2010 Pazartesi

Hadi Transfer Yapalım


Tedaviye hemen cevap veremedik maalesef. Hava çok kötü olduğundan, bolu dağında kalırız veya maç ertelenebilir diye korkarak gitmedik. Ama mağlubiyet hiç geçmiyordu akıldan. Çünkü lisanslar çıkmış, artık gençler yerlerini ağabeylerine bırakmışlardı. Gerçi bu maçta oynamalarının kesinleşmesi Cuma gününe kadar belli değildi sanırım. Bir önceki maçta gençlerin oynayacaklarını öğrenmeleri gibi.

Maçı izlemediğimden oyun nasıldı? Yeniler kimdir nedir bahsedemiyoruz. Ancak forumda bir ağabeyimizin dediği nokta her şeyi özetliyor aslında; “Hayatımda ilk kez KOCAELİSPOR ısınırken ilk 11 den TAM 7 oyuncuyu tanımadığımı gördüm..”

Bu kadar çabuk ve bu kadar çok değişen bir kadroyuz iki sezondur böyle gidiyoruz. Sezonun ilk yarısı ayrı takım, ikinci yarısı ayrı takımla çıkıyoruz. Lükse bak!

Hala transfer yapacağız denilmesi bile korkmamıza sebep oluyor. Lisans paralarını son dakika zar zor denkleştiren bir klüp hangi parayla yeni transferler yapabilir? Serhan Gürkan’a dönüşen bir başkan istemiyorum ben.

Lisanslar çıkar çıkmaz herkes ilk 6 hevesine kapılmıştı, yöneticilerde fena gazlıyordu taraftarı. E taraftar tabi beklenti içinde gaza gelmesi normal. Şimdi de mağlup olduk herkes “işimiz çok zor” havasında. Yeter beyler, tek maçla ne şampiyon olunur ne küme düşülür, ancak işimizin zor olduğu belli.

Ayrıca Serdar Topraktepe olmadan “takım” olamıyoruz galiba. Cezasına rağmen gidip Ankara da izlemiş maçı tribünden. Bu, maçın ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlatıyor herhalde..

Bir yıl önce, 25.01.2009 tarihinde İsmetPaşa da 4-0 yendiğimiz maçın kadrosuna bakıyorum. Bu maçta oynayan kadro ile bir yıl önceki kadrodaki tek ortak isim Murat Hacıoğlu. O da bu bir yıl içinde Denizlispor'a gitmiş gelmiş. Transfer manyağıyız. Başka bir takım yoktur ki iki sezonda bu kadar çok tranfer yapsın.

18 Ocak 2010 Pazartesi

Fatih Akyel ile Maddiyat Takılıyoruz



Geçen sezon transfer edildiğinde bir yazı yazmıştım burada ne demişiz? Kocaeli de kanserin en büyük sebebi 1. Sanayi 2. Serhan Gürkan.

Fatih Akyel ne alaka şimdi diyenler varsa belirteyim, bu adam geçen sezon sadece antrenmanlarda boy göstermiştir ve şuan klüpten alacaklıdır. Bu alacaklarını istediğinden biz lisans borçlarını ödemede sıkıntı çekiyoruz.

Burada kızılacak tek adam Serhan Gürkan gibi dursa da Fatih Akyel gelip tesislerde yatıp yatıp gittikten sonra alacaklarını ötelemiyor bile. Ne yaptın da neyin parasını istiyorsun be adam. Hadi bi şaşırmış o parayı veririz sana demiş ona diyecek laf bulamıyorum artık. Peki sen? Hiç utanmadın mı paranı isterken. Profesyonel futbolcuyum aldığım paraya bakarım mı diyorsun? Genelde böyle derler ya.

Aklıma Pardon filmindeki gardiyan geldi, ne diyordu:
"biz artık haysiyet takılmıyoz ki oğluum. maddiyat takılıyoz"

16 Ocak 2010 Cumartesi

polis tavsiyesi adalet


bugün öyle sinir bozucu hadiseler yaşadımki. nefret ettim hayattan. bir kez daha küfür ettim "niye bu insanlarla aynı ülkede yaşıyorum!" diye.

iş çıkışı Kocaeli şehir tiyatrolarının oyununa gidelim dedik arkadaşla, her hafta sonunu futbol izleyerek veya kağıt oyunlarıyla geçiriyorduk. değişiklik olsun dedik. telefonum çaldı "hemen mahalleye gelin talha ya çaktırma babası kavga etti" dedi. babası dediği adam kavga edebilecek yaşta pek değil. şaşırdım pek telaşlandırmadan mahallenin yolunu tuttuk.
meğer arkadaşın babasının burnu kırılmış, kafa patlamış. hastaneye koştuk hemen peşlerine. hastane sonrası karakola gittik. zor yürüyen adamı tek başına karakola soktular polisler, yanına kimse giremezmiş. dışarda sigara içerken olayı anlattılar. delinin teki tavuk besliyormuş ömer amca tavuğa kışt dedi diye saldırmış deli. deli dediğim o çevrede herkes tanıyormuş deli olarak onu. hani her mahallenin bi delisi vardır ya heh bu oymuş. çok afedersiniz ama orospu çocuğunun önde gideni bu piç larvası kaçmış. polisle evine gittik babası çıktı kapıya adamda çocuktan bezmiş bi şekilde "ben ne yapayım aabi" diyor. arkadaş "o zaman bende bunun burnunu kırayım, madem bişey yapmıyorsunuz!" diye çıkışıyor polislere. polislerin zerre sikinde midir olay? hayır! zaten gergin ortamı bide polisin suratsız ve olayı umursamaz tavırları iyice gerip sinir küpü yapıyor bizi. adam çocuğun karakola gelsin diyip kapatıyorlar kapıyı. sonra herkes mutlu(!) hadi evinize gidin diyorlar.

ön koltukta oturan emekliliği geçmiş ama çocuğunu okutmak için paraya ihtiyacı olan ve hala çalışan polis fikir verdi, adalet için. "oğlum bakın anlıyorum sizi kızgınsıznız ama şimdi bişey yapsanız haklıyken haksız konuma düşeceksiniz. dava mı olacak ne olacaksa olsun ondan sonra şu olay üstünden 1-2 ay geçtikten sonra ne yapacaksanız yaparsınız" dedi.
o da biliyor ki adalet ancak böyle olabiliyor bu sistemde.. lanet gelsin

fark etmez artık


Öyle bir acıların takımı olmuşuz öyle fenalardayız ki fizy e bile Kocaelispor yazdığında çıkan ilk şarkı "cengiz kurtoğlu-fark etmez artık"

11 Ocak 2010 Pazartesi

Bir Tuğla da Sen Koy


yeni yıla dair korkular da yazmıştım Mehmet Açık ve Cemal Derya tarafından başlatılan bir yardım kampanyası var umutluyum diye. “Bir tuğla da sen koy” diyerek yola çıkmış bulunuyoruz. Celtic zamanında yapmış başarılı olmuş. Stadın etrafına tuğlalar örülüyor ve her birinin üzerinde o tuğlanın parasını karşılayıp yardım eden kişinin adı yazıyor. Stadyumda adınızın yazıldığı bir tuğla. Hem yıllar sonra çocuklarınıza belki torunlarınıza “bak evladım işte bu benim” veya “Kocaelispor zor durumdayken bak ben bunu yaptım” diyebilirsiniz.
Herkes destek verebilir, bankaya para yatırdıysanız klüpten bağış makbuzunuzu almanız gerekiyor, işte burada insanların güven problemi olabilir. Banka hesapları yönetimden birilerinin şahsi hesapları olduğundan ki olmak zorunda, çünkü klüp borçları ve hala dernek olmamızdan. Ancak bunu herkes bilmediğinden güvenip yardım yapamıyorlar. Bu yönetim geldiğinde “federasyon borçları namusumuzdur ödeyeceğiz” demişti ki ödeyeceklerinden eminim, ancak son günlerde yöneticilerle yapılan röportajlarda ise “biz elimizden geleni yaptık, şimdi sıra büyüklerimizde ve kentte” diyerek Osman yaman yönetimi gibi davranmaya başlaması kuşkulandırıyor taraftarı.

Ne olursa olsun Bir Tuğla da Sen Koy! Çünkü ne olursa olsun bu takım sadece sizin gözünüzün içine bakar
Kampanya hakkında ayrıntılı bilgi

9 Ocak 2010 Cumartesi

Kurt Kocayınca


Hakan Çimen, Körfez Belediyede oynuyordu. Benim Jose Mourinho dediğim Kayhan Çubuklu almıştı. O da ne şanssız adam bizden ayrılması sonrası, körfez belediyeden ayrılışı da garip oldu.

Körfez belediye yükselme grubuna kalamayınca kadroda birkaç oyuncuyu gönderme kararı almıştı aralarında Hakan da var. Dün gazetede okudum Körfez Belediyenin Antalya kampına çağırmışlar tekrar. Dalga mı geçiyorsunuz adamla? Bu Körfez bld. Yönetimi iyiden saçmalamaya başladı, Aziz Yıldırımla çok takılıyor başkanları.

8 Ocak 2010 Cuma

Samimiyet


yolun yarısına gelmiş Hacı Arif, artık tüm hakemleri tanıyor olmalı. Ahmet Dursun bi ara yurt dışına çıktı heralde ondan fazla samimi olamıyor. Antalya kampının son hazırlık maçı. Ahmet Dursun kaptan olarak çıkıyor sahaya.

4 Ocak 2010 Pazartesi

bize de mi lolo



Sabah işe giderken izmitin her tarafında reklam panolarında gördüm. 381 spor klübüne destek yapmış onunla övünüp "çalışınca oluyor" imajı yaratıyor, gözümüzün içinesokuyor belediye.

peki daha birkaç gün geçmemiş miydi sayın belediye başkanının "halkın %80i Kocaelispor'u desteklememizi istemiyor" demesinden. Aynı halk bunu mu istiyor? işinize göre hemen halkı kullanmayı ne kadar iyi biliyorsunuz. siyaset dürüst adam işi olmadığından normal bu söylemler asıl mesele bunları görmeyip, bravo diye alkışlayan şakşakçılarda. sen benim paramla niye benim klübüm dururken, hayatında adını bile duymadığın saçma sapan spor dallarına yardım ediyorsun? Curling (körling) diye birşey var. kesin ona yardım etmişsindir, buz paten pistinde görüyorum ilimizde böyle saçma bi olayla ilgilenenler var. yapan yapar tabi bize ne ama bence ne spor ne eğlence. onu geçtim sen niye yardım ediyorsun hani halkın çoğu istemeliydi Kocaelispor'a yardım edileceği zaman?


Az önce komşunun çocuğu çileden çıkardı aslında, bu yazıyı yazmama o sebep oldu. 6. sınıf öğrencisi velet kucağında exper marka bi laptopla geldi. baktım üstünde "çalışınca oluyor" etiketi. açayım dedim çocuğun ne sorunu var bakayım, windows yazmadan önce "kocaeli büyükşehir belediyesi" yazısı logosu filan çıkıyor. Ee parası? kimse sordun yardım yaparken? kimin parasıyla? hani yüzde değerlerine ne oldu senin?


Biraz inandırıcı ol sayın karaosmanoğlu. Yeter bu milleti keriz yerine koyduğun, en azından benim gibi bu olayı görenleri. Diğerleri için durum daha güzel aslında. boş viteste ilerliyorlar.

3 Ocak 2010 Pazar

Adam derken?


Yılın spor adamı(!) seçilmiş bi gazete tarafından: İbrahim Karaosmanoğlu

geçen hafta benim paramla 26bin laptop dağıttı. lale soğanı alır, parası benden çıkar. kömür, yine benim paramla. yiyecek yardımı, yine benim paramla. neredeyse benim paramla gerdeğe girecekken niye kimse bana sormuyor..