30 Haziran 2008 Pazartesi

Kaleci Tuncay Şanlı




Turnuvada gol yemeyen tek kalecidir kendisi. Önünde düğmemi iliklerim..

28 Haziran 2008 Cumartesi

Yeni Mirko


Mirkoviç kefil olmuş kızılyıldız dan geldi hemen atkı açtırmışlar. Dusan Andjelkoviç imzayı attı..

Kaç Lincoln Kaç


Lincoln olsam şu saatte galatasarayla hiçbir bağlantım kalmazdı. Kalli denen adam kadro dışı bıraktığı an siktir çeker giderdim. Zaten her maç adamın ağzına sıçıyorlar resmen dövüyorlar maçlarda. Teknik adam olmak zor zaten memleketimde 5 sene ikinci ligde olan bi takımım olduğu için daha iyi biliyorum.


Neyse Lincoln piyasada yok kaç gündür. Galatasaray yöneticileri ağlıyorlar Lincoln yok diye. Nasıl bir yöneticisin sen futbolcundan haberin yok. Ne büyük rezillik. Adamı getirirken 24 saat ara aldıktan sonra yüzüne bakma mı yapıyorlar. Hem ağzına sıçtınız adamın hemde medyayaa "kaçak" muamelesi yapırdınız. Biraz kendinize bakın lan gavatlar.. Adnan Polat futboldan uzaklaşsın zaten şerefsizin kafandaki resmidir kendisi. Hadi afrikalı futbolcun olur belki anlarım meleketindedir haber alamazsın orası afrikadır. Ama bu yönetim ayıbı değildir de nedir?

Tatangalara az kullanılmış d-smart


Bir sezon kullanılmış d-smart var. Siz nasıl olsa 1.ligde müebbete bağlarsınız. En kötü ihtimalle bir sene kiralarım. yaşasın süper lig.. yaşasın lig tv.. Siz dinleyin ertem şener i. Tunç Kayacı mi Tarakçı mıydı onun yorumlarını dinlemeye devam.. Turkcell Süper Lig, Hiç Bitmesin!..

27 Haziran 2008 Cuma

Sil Baştan Transfer

Trabzonspor un transferlerini görünce aklıma geliyor; Şebnem Ferah - Sil baştan, Ersun Yanal a gelsin.
Sil Bastan - Sebnem Ferah

26 Haziran 2008 Perşembe

Biz Buyuz


Şampiyon olabileceğimizi son maçta oynadığımız futbolla gördük ve en çok buna üzüldüm. Demek top oynayabiliyormuşuz. Gökhan Zan bile iyi oynadı dün akşam. Tek kale oynayıp 3 gol yedik. Futbol tanrıları önceki maçlarda bize fazla mesai yaptıklarından artık yanımızda değillerdi. Şut üstüne şut çekip, Almanları rencide ettik. Her topa saldırdık her topu biz kazandık. Sabri ilk golde armut gibi kaldıysa da ikinci yarı Podolski yi rüzgarıyla etkilemiş, peşinden koşturup durmuştur. Kazım Kazım annesinin dediği gibi iki kişilik oynadı ama sadece ilk yarı.

Hamit in eline su dökemez hiçbir alman futbolcusu. Böyle yetenekli bir futbolcumuz var. Almanlar boşuna ağlamıyor ”Türkleri biz yetiştiriyoruz ama Türk milli takımını seçiyorlar” diye.

Ayhan’ı ekranda epeydir futbol oynarken görmüyorduk girdi takır takır oynadı.

Mehmet Topal çok iyi oynadı. Bir defans oyuncusu olarak iyi pas yapmanın ne kadar avantajlı olduğunu gösterdi bize. Attığı birkaç uzun top ve Gökhan ın ayağına top geldiğindeki telaşı onda görmedim. Elbet bazı hataları oldu ama kaç senedir defansta oynamayan bir adamdan daha ne bekliyoruz..

Uğur Boral bu maçta bana İbrahim Üzülmez i hatırlattı, onun gibi koştu sol tarafta delicesine.

Orta sahada Ballack'ı göreniniz oldu mu?

“Atarsa Semih atar” efsane bir slogan oldu. Finale çıksak belki de gol kralı bile olabilirdi. Yine son dakikalarda bir gol attı yüreğimizi zıplattı. Almanlar Hırvatlar veya Çekler gibi yıkılmadı bu gol sonrası, önceki maçlar onlara referans olmuş adeta bizim gol atacağımızı bilir gibiydiler. Dedim ya bizim Tanrılarımız önceki maçlarda fazla mesai yapmışlar yanımızda değillerdi. Bu maç en iyi hatta tek iyi oynadığımız maçtı ve bu maçta elendik. İşte biz böyle dengesiziz. Kimsenin şaşırmaması lazım.

Adama sorarlar; “Kötü oynarken tur atladığına inanıyorsun da , iyi oynarken elendiğine mi inanmıyorsun” diye. *

*Teşekkürler Nasrettin Hoca

25 Haziran 2008 Çarşamba

Seviyoruz Sizi

HEYRET EY TÜRK!
Türkiye’nin bir nömreli idman neşri "Fanatik" Dergisi dünyanın en güçlü futbolcularından olan C. Ronaldo'ya böyle bir sual vermişti: Eğer Türkiye kulüplerinden davet gelse, gidersen mi? Ronaldo ise, idmancı centilmenliyine yaraşmayan tarzda, özünden razı şekilde bele cevap vermişti: "Men, Türkiye adlı devleti tanımıram." Heee, tanıdın mı Ronaldo?


Azeri basını yazmış. zuhaha

24 Haziran 2008 Salı

Çok güldüm

Oynaaar..



-Yavrum bi başına tahım
-Çıksın bi başına oynasın o zaman
-Oynaaar

Servet'in annesiyle Ayhan'ın annesi arasında geçiyor ya bu diyalog. Servet'in bacağı kopmamışsa bu maçta oynar diyorum. Servet çok gaz bi adam, Fatih Terim'de iyi gaz verenlerden. Ne yapar eder gaza gelmeye müsait Servet oynar bu maçta. İnşallah sakatlık olayının b.ku çıkmazda şu maçıda atlatır, yoksa Fatih Terim'in çaktırmadan yaptığı gariban edebiyatı gerçek olup hakikaten Tolga orta sahada filan oynayacak.

"Gökdenizim in Rusyada neler yaptığını bilmez gibisiniz hanımlaarrr" hadi lan 10 numara çık şu maçta bide sen şovunu yap ekran başında orgazm et bizi. Bi Gökdeniz e kaldık gibi. Ortada hiç adam kalmadı. Tümer de oynayabilir yarın, olurda bi serbest vuruş veya yunanistan maçındaki gibi bi kaleci bulursa oda atabilir.

Servet ölümüne oynar diyorum bu maçta ancak futbolunu riske atacaksa engel olmalılar. İnsan kafayı yer büyük sorumluluk altında veya altında hissediyor kendini. Öyle bi hava yarattık ki, sanki bi milletin kaderi onların elinde varsın yenilin, size bir şey olmasın..

Korfez.org üyesi Muammer Çelik


Körfez.org forum yine şeklini koydu As Başkan Muammer Çelik foruma transferler hakkında açıklama yapmış:

"transferlerle ilgili sitede sizlere gelen haberlerle ilgili haklı olarak yorumlar yapıyorsunuz.bu nedenle sizlere net bilgileri aktarmak istedim.bildiğiniz gibi serdar,musa,anjelkoviç,bülent bölükbaşı,cesar,net olarak anlaşıldı.tutariçle anlaştık cuma günü yazısı gelecek.gilasla ilgili kendisiyle ilgili prtoblemiz yok dört menejeri çıkınca kimin kulübe getireceğini yetkinin hangi menejerde olduğunu bekliyoruz.krita ve tumla anlaştık.burda higuen ve gordon gündeme geldi.bu hafta sonuna kadar bunlardan ikisi arasdında karar verecez.ademi kesinlikle vermiycez.iyi bir takım oluşturmaya çalışıyoruz.ilk senemiz tüm takımların süper ligde kadrosu var takviyeler yapıyor.biz eskilerle yenileri kaynaştırıp geçmişteki körfezimi yaratmak istiyoruz.geçen senede transfer dönemişnde tenkit edildik.ama bizler inandık süper ligteyiz.hiç merak etmeyin körfeze yakışır ,körfez gibi takım olacaz.çünkü biz körfezliyiz."

50 tane yabancıdan bahsediliyor, kaç tane oynatmayı düşünüyorlar bende bunu anlamadım. Lütfen Tum'u alıp bizi verem etmeyin.

22 Haziran 2008 Pazar

Kezman ve Nobre haberleri üzerine

Son günlerde yerel basında çıkan Nobre ve Kezman haberlerini okudukça (burada) "allah allah" diyorum kendi kendime. "iyice şaşırdı gene bu gazeteciler" sonra öğreniyorum gerçekten yönetimin böyle girişimleri olmuş. Kezman ı fenerbahçe yollamaya çalışıyor zaten. Nobre yi ertugrul sağlam pek sevmedi o bobocu. Nobre kendini paralasa bile gözüne giremedi.

Bu yönetim o kadar parayı nasıl bulur, nerden cesaret aldılar diye düşünürken. İzgaz'ın özelleştirmesine Yıldırım Demirören ve Aziz Yıldırım'ın ortağı veya sahibi olduğu şirketlerin katılacağını duydum. Serhan Gürkan'ın belediye başkanının peşinden koşması bu yüzden değildirde yinede aklıma geldi. Zaten Kezman dan kurtulmak isteyen Aziz Yıldırım Yanına bide ihale alsa fena mı olur. Ayrıca haberin yorumlarında ve forumlarda okuyorum, kimse beğenmiyor Nobre ve Kezman'ı. Elimizdeki forvetler Ahmet Dursun ve Taner Gülleri olunca insan daha bi şaşırıyor yorumlara.

Yunus Altun Karşıyaka da


Yunus'u devre arasında Mardinspor dan aldığımızda zaten takımda "ligi orta sıralarda bitirsek yeter" havası vardı. Sezon sonunda neredeyse 2.ligden bile düşme tehlikesi yaşasakta muciza Uşakspor galibiyetiyle rahatlamıştık. Yunus Altun 2.lig golcüsü diye bilindi hep, 2.lig gol kralı oldu 2 kez. Konya, Rize, bursa, mardin gibi takımlarda oynadı.

Geçen sezon Etimesgut Şekerspor da oynadı Yunus yine onun için normal bir rakam 16 gol atmış. Gelecek sezon için Karşıyaka ile anlaşmış. Artık bir İzmir takımı görmek istiyorum süper ligde ve Yunus'un başarılıda olmasını istiyorum. Yunus'un bizden ayrılması kötü olmuştu. Sakat denildi ama oynuyordu maçlarda Yeni sezon başında beşiktaş aşığı teknik direktörümüz Fuat Yaman gönderdi takımdan Yunus'u klübün yine maddi sıkıntılarda olduğunu bilen Yunus alacaklarını bile bağışlamıştı.

Karşıyaka da gelecek sezon iki eski Körfezli olacak forvet hattında; Özgür Karakaya, Yunus Altun özgür de yunus da 30lu yaşlarında bu sene çıktınız çıktınız, bir daha süper lig görmeniz zor olacak çocuklar. İzmirden bi takım gelsin artık.

0(sıfır) oyla çarpan votka


Vay be.. Bu biraz sert oldu. Hiç beklenmedik şekilde rusya , hollanda ya çaktı. En önemlisi turnuva başından beri çok iyi oynayan Hollanda yı ezerek yenmeleri Rusya arap atı gibi turnuvaya sonradan açıldı. Blogun anketinde hiç kimsenin rusya ya şans vermemesi normaldi maç öncesi. Oyunuzu değiştirin diye bi buton var bakalım Hollanda diyenler Rus votkasından sonra ne yapacaklar.

Birde unutmadan yunanistan'a oy veren iki arkadaşa selam ederim..

21 Haziran 2008 Cumartesi

Geri Vites Güntekin


Maç sonu sokağa çıkmadan önce ntv'yi açtım bi baktım hırvatlarla bizimkiler kapışıyorlar. O sırada görüntüde Rıdvan Dilmen konuşuyor yanında Güntekin Onay var. Tabi onlar olayları görmüyor. Ercan Taner hemen araya girip olaylardan bahsediyor. Boynunda atkıyla takılan Güntekin haberi duyar duymaz bi telaş içine giriyor. Hemen atkıyı çıkarıp kamera arkasına veriyor.

Len Güntekin, canlı yayında stüdyo çalışanlarına gider yapmayı biliyorsun ya ne oldu hemen geri vitese bağladın. Olmaz kardeşim, demek seni deplasmana götürsek hemen satacaksın bizi.

Terim Göster Ama Elletme Dedi




1. Tedavi Öncesi
2 Tedavi Esnasında
3. Tedavi Sonrası


Hani Malkoçoğlu 10tane Bizanslının üstüne atlarda adamların hepsi ölür, ekran başında “Hasie len bu kadar da olmaz” denir ya. Hırvatlar bundan daha iyisini demiyordur. Atarilerde adamınız ölmeye yakın bi hak alırsınız veya deyvid kapırfiıld’ı görüp “oha hayvan!” dersiniz. Bu maçı anlatmak mümkün değil. Bambaşka bi güç var. Artık “iman gücü” mü dersiniz “bala g.te kazandık” mı? Ben bilemedim. Ama şunu biliyorum Hırvat olmak istemezdim.

Nasıl bi g.t oluştur o. Daha maç bitmedi sen Türklerin eskiden Şaman olduğunu bilmez misin? Adama böyle yaparlar.. Yar saçların lüle lüle Piliç sana güle güle



Aboov #2 Penaltılar

Aboov





19 Haziran 2008 Perşembe

Çok profesyoneliz(!)


Israrla diyorum amatörce yönetiliyoruz. Etiket asbaşkanımız geçen gün yerel gazetelerden birine böyle bir açıklama yapmış. Şimdi bikaç sorum olacak Sayın Muammer Çelik beye.

Çok profesyonel olarak, basın toplantısı yaparken, bir gazetecinin "yabancı transferinde kimlerle görüşüyorsunuz isimler belli mi?" diye sorduğunda "Yahu çocuklar açıklamak istemiyorum adamların bi sürü menajeri çıkıyor sonra fiyatı yükseliyor" dediniz mi? Eveettt... Peki gazeteciler biraz ısrar edince hadi iki isim veriyim havasında "gidip izlediğimiz adamlar şunlar ee öö ıı neydi lan adı hah durun telefonun mesaj kısmına yazdım" deyip telefonunuzdan adamların adına bakıp süper telafuzunuzla açıklamadınız mı basına... Onlarda ertesi gün manşetlere bastı yalan yanlış o kadar ki adamları google bile bulamıyor o kadar yanlış yazmışlar yani. Gazetecinin biri siz adamın adını telafuz edemeyince hamle yapıp elinizdeki telefonu kavrayıp transfere bakmaya çalışmadı mı? Evet ya çok profesyoneliz o kadar ki bi telefonla hallediyoruz transferi..

Güzeller #1 Baba Beni Eve Götür - Yiğiter Uluğ



Baba Beni Eve Götür

Baba beni maça götür" demişti Çocuk... Adam, Çocuk'u elinden tuttu ve maça götürdü. Henüz okula bile gitmeyen Çocuk'un yaşamındaki ilk maçtı bu. Genç bir baba olan Adam'ın da oğluyla beraber seyrettiği ilk maç...

Türkiye'nin yeni ve özgürlükçü bir anayasa ile biraz olsun nefes almaya başladığı bir dönemdi. Gençliğin, uzaklarda kopan fırtınaların dalgalarını hissettiği, köhnemiş ne varsa değiştirmek için yüreğinde umut filizleri beslediği yıllar... Futbol denen keyifli oyun sayesinde haritada bir yer edinme gayretindeki Anadolu kentlerinde safiyane hevesler, kabına sığamayan bir enerji vardı.

Evde, okulda, kışlada, camide, velhasıl hayatın her önemli dönemecinde şiddetle büyütülmüş bir toplumun çocukları, tribünde de kolay kolay sıynlamıyordu alışkanlıklarından... "Dayak cennetten çıkma" ydı bu topraklarda... Meşin top, kimi gün kentler arası vahşet gösterilerini tetikliyor, Sivas-Kayseri, Bursa-Eskişehir gibi yıllarca sürecek husumetlerin satırbaşı oluyordu.

Çocuk, önceleri babasının elinden tutarak, delikanlılığa ilk adımın ardından arkadaşlarıyla omuz omuza gittiği her maçta bir tatsızlık çıkacak diye endişelendi. Çoğu maç kazasız-belasız bitti... Yine de kan revan içinde ambulansa bindirilen yan hakemleri, boynunda rakip takımın atkısı var diye ağzı burnu dağıtılmış taraftarları hafızasından bir gün olsun silemedi.

Çocuk'un lise yıllarında Türkiye daha karanlık bir yol aynmına geldi ve statlardaki şiddet, yerini sokaklara sinen ölüm korkusuna bıraktı. O günlerde her mahallede bir otomatik silah tarrakası olağan sayılıyor, durakta bekleyen ya da kahvede oturan insanlar rastgele taranıp canından oluyor, gençlik, kanlı ve çılgın bir oyunun başrolünde oynuyor, oynatılıyordu. Ülkenin can kayıpları her gün çift haneli sayılara ulaşırken, futbolun mabedi Mithatpaşa Stadı'nda sükunet hakimdi. Tribünler, farklı renkler arasında eşit bölüşülür, laf atmalar olsa da hırıltı-dırıltı çıkmazdı.

Ve bir sabah tank sesiyle uyandı Türkiye... Bir dönem bitmiş, bir yenisi başlamıştı. O kadar çok kan akmıştı ki sokaklarda, bütün memleketi kocaman bir kışlaya çeviren, soruları yasaklayan ve sorular üzerine inşa edilmiş kurumların en kutsalı üniversiteyi herşeyin sorumlusu olarak gösteren bu düzeni alkışlarla karşıladı milyonlar... Kökeni dine ya da ataerkil aile yapısına dayanan ayıp ve günahlarla kuşatılmış gençliğin, eli kolu yeni yasaklarla bağlanıverdi. Kıpırdayacak yer yoktu artık...

Tek istisnayla: Stadyumlar!

Generallerin başucu kitabı öyle yazıyor olsa gerek; daha önce Franco'nun İspanya'da yaptığını, 12 Eylül Türkiye'ye uyarladı. Her türlü gösteri, yürüyüş, protesto yasaktı ama maç biletini cebinize koyduğunuz anda bu kuralların hepsini delmiş oluyordunuz. Taksim Meydanı'nda slogan atan bir genç kızı saçından tutup yerlerde sürükleyebilecek kadar hunharlaşan polis, tribün haydutlarına "Lütfen kardeşim..." diye hitap edecek kadar kibardı.

İçin için kaynayan ülke dev bir düdüklü tencereyse, statlar da onun buharını püskürttüğü delikler olmuştu. Ne futbolun futbolluğu kalmıştı, ne taraftarın taraftarlığı... Üniversite kapılarına yığılmış, dünyadaki yaşıtlarından gerilerde bırakılmış, cinsel sorunları çözümsüz kalmış, kimliksiz, eğitimsiz, dolayısıyla da işsiz ve umutsuz sayısız yoksul genç, tek eğlence olarak gördü 11'er kişiyle oynanan bu oyunu... Ama onların asıl isteği, tribünlerde kendi vahşi oyunlarını oynayabilmekti. Bu arada bir iktidar formülü bulmanın coşkusuyla kulüplerin yönetim koltuklarına kurulan açıkgöz işadamları da genç taraftarları ucuza manipüle edebilecek, sağa-sola saldırtabilecek, medyayı dümen sularına alabilecek güce kavuşmuşlardı.

Bunca yıldan, bunca yoldan gelen ve artık "baba" olan öykümüzün başındaki Çocuk, aldı oğlunu yanına ve müthiş bir aymazlıkla stadın yolunu tuttu. Oysa stat, yitirdiklerini haplarda arayanların, hayatı bıçağın sırtında yaşarken, belinden bıçağını eksik etmeyenlerin mekanı olmuştu.

Orayı kontrol ettiğini sananlar tutamıyordu dizginleri artık... İşportada 2 milyona satılan bir çakı kadardı en delikanlı canın değeri... Ve Çocuk elini sıkı sıkı tuttuğu Adam'a yalvardı:

"Baba beni eve götür."

2004 yılında yazılmış bir Yiğiter Uluğ yazısı. Güzeller start aldı..

Daha ne yapsın?!




Resim siteden aynen alındı. Nihat'ın kendi kendine paslaştığı söyleniyor. Bi gecede 2 süpriz yapmıştı ona inanmıştık, şimdi bu sitedekine inanmazsak adamlar sormaz mı? "Gol attığına inanıyorsunuz da, kendisiyle paslaştığına mı inanmıyorsunuz" Bunun adı Nhat mucizesi

http://www.euro2008.uefa.com/tournament/teams/team=135/statistics/distribution.html

18 Haziran 2008 Çarşamba

iyidir iyi



Serdar, Umut ve Muhammet İmzaları Attı



Fenerbahçe den çok alengirli bi şekilde ayrılan kaleciyi aldık. Bu sene sıkıntı olmaz kalede. Serdar'ı Bursaspor dan beri biliyoruz iyi kaleci. Yeeği Kılıçaslan sonra 3 tane genç kalecimiz var. Artık sorun olmasın dimi. Ama bizim yönetim belki bi kaleci daha alırız diyor. pafta yetişen ki ne kadar yetişiyorlar bilmeyiz ama 3 tane genç çocuk var. Bizimkiler hala bi kaleci daha düşünebiliriz diyorlar. Neyine senin bi kaleci daha. Bırak adamlar en azından kadroya girerler belki. Bi şansları olur belki. Bi kaleci daha alsan ne olacak bu çocuklar tesislede birbirlerini alıştırırlar anca..

Bu imzalardan üçünede sevindim sadece Serdar değil. Umut Kekili hep diyorum , Ümit Kayıhan'ın bu takıma yaptığı tek iyi iş. Almanya dan aldı getirdi Umut'u. Süper Lige çıkmasak uçardı yuvadan. imza sonrası "Ben zaten süper lig oyuncusuyum, herkese göstereceğim" dedi. Ulan tamam yeteneklisinde hemen g.tün başın oynamış. Sanki önceden süper lig görmüş almanya da.. Vesselam biraz çıtır kalıyor, güçlenmesi lazım "2.ligde daha çok mücadele oluyor, süper lig daha teknik pas filan" dedi yine imza sonrası uzatılan mikrofona. E yalan değil 2.ligde ölümüne saldırıyor millet ve hep şişirme toplar. Orta sahada 2 pas yapmadan hücum ediyorsun çocuk haksız değil ama böyle derken bi gevşeme olmasın Umut. Seni seneye Fener'e filan satar fena para alabiliriz. Çünkü bana göre bizde kalmaz bu çocuk..

Muhammet ise savunmada süper lig görmüş bi futbolcu. geçen sezonun ikinci yarısında süper ikili oldular Ufuk Çam la. Bu ikiliyi bozmayabilir engin hoca ama mutlaka takviye yapar. Yedekte bi iskender süper ligde yemez.. Akçaabat Sebat la süper lig gördü Muhammet ama sağolsun 2 sezonunda takım düştü. Zaten öyle olmasa bize gelmezdi. Hayırlı olsun..






Şu üstteki fotoda biri bana Serhan Gürkan'a bu gömleği kim giydirdi öğrensin. Şaka gibi durmuş adamların yanında. Cuma günü hırvat maçına gidiyormuş viyana kapılarına birazda ben dayaniyim demiştir. Bu gömlekle dayanırsa hiçbir kapı dayanmaz.


16 Haziran 2008 Pazartesi

Şu Çılgın Türkler #3 - Assolistler En Son Çıkar



"Yenilsek bile bu takımdan kimse utanmayacak, aslanlar gibi mücadele edecekler" demişti Fatih Terim. Bende ona Seni kesseler acımaz demiştim. Bu nasıl bir maçtır böyle!!! Ne kadar dengesiz ve ne kadar süper bi takımız. İlk yarıda Yunanistan gibi yan top yapmaya başladık bi ara delirdim ekran başında. Emre Güngör ve Mehmet topal dan başlayan telaşe memurluğu ilk yarı herkesde vardı. İki pas yapamaz, sanki koller bizdeymiş gibi şişiren takım olduk. Yao ming kadar uzun Koller her topa vurdu. Servet bi iki itti sonra geldi Emre vurdu. Yok arkadaş adam her topa vuruyor. Umulduğu gibi Koller in golü süpriz olmadı. Ama golden sonra Stadyumdaki sessizliği görünce sanki maçı Türkiye de oynuyoruz dedim.

Fatih hoca seni kesseler acımaz, şu maçıda aldık ya.. Hamit'i sağbekte öldürmeyi 2.yarı mecburen bıraktın ya.. Bugün basın toplantında herkese gider yaptın!.. En çokta şu anneler mevzuunda haklısın.. İki muhabiri tokayliycaksın isviçre meydanlarında bak bi daha yapıyorlar mı?! Fatih Terim'in annesi rahmetli olmuşmudur bilmem (öyleysede allah rahmet eylesin). Olsa en çok Terim'in annesi yakışırdı reklama.. Servet'in annesi yavrım takım derken Terim'in annesi "Hadi len benim oğlum imparator Sen kim oluyorsun" derdi mutlaka.

2. yarı karşı taraftaki yan hakemin bayrağının fırmalası bilmeden belkide yaptığı bir iyilikti. 4. hakemden bayrağı alan Tuncay deparla yan hakeme bayrağı verdi ve oyunun bi an önce başlamasını istedi. Sanki hadi lan başlayın daha "2 gol atıcaz" der gibiydi.. bakın 2 gol diyorum, 3ü hayal bile edemiyordum o zaman. Ama bu çocuklarda nasıl bir inanç varsa nasıl bir gaz varsa valahi helal olsun...

Tuncay, Arda , Nihat , Hamit maçtaki en önemli adamlardı. 2. yarı çeklerin basireti mi bağlandı nedir. Yada bizim klübede bir büyücü var!.. Adamlar şaşırdı bizi seyrediyorlardı resmen.. Böyle bi geri dönüş yok. 2. golü attık ben dua etmeye başladım "allahım nolur maç bitsin, biz malızdır son dakkada bi gol mol yeriz..." diye giden yaklaşık bi dakka süren.... Sonra bi baktım bizim çocuklar ileri ileri diye birbirlerine hareketler yapıyorlar. "Salaklar lan napiyorsunuz" ben hala bizdeki inancın farkına varmamış izmit'ten bağırıyorum isviçre'ye.. İşte herkes böyle maçları kaldıramazmış ya ben daha ne diyim size..

O hamit Nihat'a pası attı ayağ fırladım ağzımı açıyorum laf çıkmıyor. A diyorum ses gelmiyor hesabı.. Bide gol olmasın mı "Çehtir git len" delirdim saçmalar geldi balkona, biri keleşle ateş etti mahallede. Sağolsun belediye Havai fişekler attı.. Siz ne büyüksünüz.. Sizde nasıl bi inanç var.. 3. golü attık sanki hala bastırıyoruz havası var 4.yü atsalar şaşırmayacağım artık. Bi gecede 3 muhteşem olay ve 3 muhteşem gol yeter demiştim.. Holivud filmlerinde bile böyle şeyler çok sık olmaz. En sonunda yine Volkan çıktı sahneye kırmızıyı gördü Koller' gider yaparken.. Koçum Volkan.. Bu maçı aldık gerisi yalan varsın kırmızı kart gör..




Volkan'ın yerine kaleye geçti Tuncay ve o kadar inanmıştı ki.. Arkadaşlarını rahatlatıyordu.. "siz rahat olun ben geçtim kaleye, gelecekleri varsa görecekleride var" demese bile buna benzer ifadelerdi onlar.. Bi gol yeseydik Penaltılara kalsaydı diye düşündü herkes. Böyle bir gecede gol yesek bile bir tane daha atardık nasıl olsa! Niye bu telaş dedim babama

- Sus lan kalbim duracak!...





Şu Çılgın Türkler

Şu Çılgın Türkler #2

Şu Çılgın Türkler #2













Şu Çılgın Türkler







15 Haziran 2008 Pazar

Çehilin len


Biz hep veresiye çalışırız, peşin satan gibi yavşak bi tipimiz yoktur çok şükür. Fatih Terim'in bugün versiye satan gibi olmasını istemiyorum. Maç sonunda peşin satan gibi olsun. Sanki Kebab yemiş dişinin arasında kalmış gibi ağız hareketleriyle ondan sıyrılmaya çalışır gibi yapsın. Ne zaman kazansa, ne zaman takım rakibin mına koysa hep böyle artistik hareketleri görüyoruz. Ne zaman terim'i öyle görsem uyuz olurum ama bugün senden onu bekliyorum, hatta çıkıp maç sonunda "Adanalıyıh allahın amamıyıh" bile diyebilirsin.

Emre Aşık için Ronaldo'nun ayağını eline versin istemiştim, o kadar olmasada Onun Emrah bakışları yetti bana. Ama çekler öyle değil be hocam. Ben bi yakınlık hissediyorum çeklere karşı. Çok fazla artiz olmadıklarında olabilir mi? Bende bilmiyorum ama adam gibi bi kadro çıkar ne olur.! Gerekirse İsviçre maçındaki gibi yağmur yağsın Semih'i 2. yarı al. Hatta dolu yağsın şimşek çaksın Arda'yı oynat. Adam iki kişilik oynuyor sen görmüyorsun Annesi bile diyor bak "Kazım Kazım" Portekiz maçında bi yıldız gerekiyorsa çift isim çift performans..

Şimdi ben ne desem boş. Fatih Terim bence yine bi süpriz yapacak. Çünkü adam orgazm oluyor süpriz yaparak. Tamam alıştık senin süprizlerine ama ne olur kazanın şu maçı hoca. Hatta iyi top oynayın öyle kazanın. Turnuvada izlediğim en zevksiz maçlar yunan maçlarından sonra bizimkiler oldu. Varsın olsun. Ben orda Servet'i, Tuncay'ı Nihat'ı kısacası bizi, bizim çocukları görmek istiyorum. Hatta senin maç sırasındaki şovlarına bile alıştmıştır Avrupa.. Sen b üyüksün hocam, Seni kesseler acımaz bugün.. İmparatorsun, Yaparsın!! Verme versiye Maç sonrası Erol Taş gibi gül!! Bende televizyonu öperim o kadar laf ettim sana hepsini ağzıma sokarım!..

Dedim ya seni kesseler acımaz! Al şu gazı çek önümüzden engeli, görelim çeyrek finali!

Bak senin için kafiyeli son bile yaptım!..





Edit: ayrıca playlistimi yarım saattir şu şarkı oluşturuyor. Nasıl bi gaza geldiysem koyucaz ulan size.. Çehtir git len!

Drinking song'dan uyarlama milli takım şarkısı