3 Mayıs 2009 Pazar

Er Gazinosunda Futbol aşkı

burada bi saat bile ay gibi geliyor insana o yüzden uzun zaman oldu nete girmeyeli diye başlayasım vardı posta.. dün aşı olduk koyun gibi geçtik sıraya biri sağda biri solda iki kişi aşı vurdu. ne aşısı diye sorduğunda "geç geç sıradakii" dediler.
neyse aşı olduktan sonra serbest olmamız iyi tarafıydı. özel harekat tarafından eğitiliyoruz burda. kısaca JÖH (jandarma özel harekat) diyorlar. yat kalk çök kalk yat sürün komutlarını perşembe ve cuma bolca duyduk. bi süre sonra düdükle yapmaya başladık ama kimse düdüğe yetişemediğinden biri yatıyor kalkmıyor filan..
futbol mevzuu pek olmuyor burda. çok mal adam var. fenerliyim galatasaraylıyım diyor adamlar ama hayatında hiç maçına gitmemiş. bi tane ankaragüçlü var bi o tribüncü. o da başka koğuşta kalıyor. dün akşam trabzon - kayseri maçını ardından malum real - barça maçını izleriz diye gazinoya indim. arka sıradakiler yoktu bu sefer lig tv açıktı yoksa diğer tüm zamanlarda o diziyi izliyorlar burda.

trabzon maçın başında 2 tane acaip gol atınca maç koptu zaten tat vermedi. ilk yarı sonuna doğru sigara içmeye çıktık dışarı. sigara içip bi telefon edeyim dedim. döndüğümde ntv açıktı maç 1-1 di. iki telefon etmeye hemen goller olmuş der demez puyol heralde bu sezonki ilk golünü attı.

o saatte yatakta olmamız gerekirken gazinoda maç izliyorduk. gol olunca herkes bağırıp çağırıyor sadece barça gollerinde değil real atıncada gooll sesi çıkıyor. az önce trabon - kayseri maçını boşuna izlemişiz diyoruz. ayrıca bu barcelonalı futbolcular insan olamaz. hani halı sahada fark açılır rakiple taşak geçmeye başlarsın ya. aynen öyleydi maç. real madrid için epey üzüldüm. bi o kadar da bu barcelona chelsea'ye nasıl gol atamaz diye düşündüm.

biz bugün Konya da acaip bi maç oynayacağız. ümit olmadan olmuyor işte. bi 3 puan yine çıldırtır insanları. Gökay'ın bi önceki postta belirttiği gibi deplasmanda sadece bi galibiyetimiz var ama inançlı olursak neden kazanmayalım? maç saatine kadar internette kalabilir miyim belli değil kalırsam lig radyo dan dinlerim. olmadı telefonla öğreniriz.

3 puanı alın gelin..

2 Mayıs 2009 Cumartesi

3ü 1 arada, büyük kampanya...






1-İki yazım arasında böylesi büyük bir zaman farkı olduğu için özürlerimi bilhassa Japonkaleyi bize emanet ederek bir başka kale olan Van kalesi civarına vatani görevini ifa için giden blog sahibimize yöneltiyorum... :) seviyoruz seni başkan. Eksikliğin de hissediliyor gördüğün gibi ...


2-İkinci konu sahadaki futbol bakımından hakkında yazılacak fazla bir şey olmayan ama yaklaşık 700 km yol geldikten sonra kendi takımlarından çok takımımıza destek olan, 41. dk'da "Körfezim bak işte" sürpriziyle bir kez daha kalplerimizi fetheden kardeşlerimizle olan maçımız. Dediğim gibi futbol çok beterliydi... sahadakilere dair aklımda kalan şeyler ; öncelikle kral Taner Gülleri'nin sahalara dönmesinden duyduğum mutluluk, serge djeaohua'nın küçük kuzenime bana "abi bu orangutan mı???" diye bir soru sorduran insanüstü vücudu , yine aynı futbolcunun Kocaelispora karşı beslediği müthiş hırsı sahadaki futbolcularımızla didişerek çıkartmaya çalışması ve ahlaklı(!) kaleci Serdar'ın geri paslardaki üstüste hataları sonucu maratonun deniz tarafında tribünün en alt sırasındaki yerimden zekası hakkındaki sesli yorumumu duyup, dönüp resmen bana bakması ve kafasını oyuna veremediğini yüzüme baka baka işaret etmesi...


3- Gelelim blogumuzun ana damarı futbolda genel olarak ülkemizde bu hafta sonu neler olup biteceğine ve özelde ise Kocaelispor'daki son gelişmelere...
Liglerimizdeki haftasonu programına göz atmak isteyenler için her türlü ayrıntıyı bulabileceğin bir link vereyim.... http://www.tff.org/default.aspx?pageID=600&ftxtID=2966
Kocaelisporumuzda ise aslında sezon başından beri var olan serdar kulbilge krizinin hafta içi tam anlamıyla patlak vermesinin ardından bu futbolcunun kadro dışı bırakılmasıyla bu futbolcunun basına yaptığı açıklamayla zaten bizlerin bildiği sporcu ahlakına sahip olmadığı husunu tescillemesine yönetimin de sert cevap vermesiyle bu futbolcunun klüpte geleceği olmadığı artık belli. Dahası taktik olarak da hepimizin çok daha fazla güvendiği Kılıçarslan'ın kaleyi koruması doğru bir hamle olacak... Antalya maçı öncesi son antrenmanda kadrodan çıkarılan İskoç Maurice Ross ise teknik heyet tarafından affedildi. Bu gelişmelerin ardından takımımız Konyasporla deplasmanda oynayacağı maça kilitlenmiş durumda zira kilitlenmek zorundayız da camia olarak. Çünkü haftalardır,kaybetme gibi bir alışkanlığı edindiğimiz rakiplerimize karşı oynadığımız final maçlarındaki kötü performansımızın bir kez daha tekrarı halinde bugün renk kattığımız bu lige el sallamak durumunda kalacağımız aşikar. Yani artık nerelerini yırtacaklar bilemiyorum ama Türkiyenin en üst ligi olarak bilinen bu ligde oynamak istiyorlarsa futbolcularımız bu maçı kazanacaklar. Kazanamamanın bahanesinin olmadığı bir maç. Zaten hocamız da Konyaspor maçı ile birlikte toplam 5 maç kaldığını ve bunların hepsini kazanmayı hedeflediklerini belirterek, "Her maça final maçı havasında ve mutlak 3 puan için çıkacağız. Konya maçı da bunlardan biri. Kazanmaktan başka bir şey düşünemeyiz" demiş. Maçın bir de istatistik yönü var ki bu maçta artık istatistik oluşturan değil hakkımızdaki istatistikleri değiştiren bir sonuç almak zorundayız. Şöyle ki deplasmanda oynuyoruz ve koskoca sezonda deplasmanda sadece 1 galibiyetimiz var. Bu tek galibiyetin şampiyonluk adayı takımlardan birine karşı fantastik bir şekilde alınmış olması deplasmanlarda kötü olduğumuz gerçeğini saklamaya yetmiyor. Son olarak istatistik konusuyla ilgili olarak futbolda istikrar denildiğinde akla gelen ilk isim olan Sir Alex Ferguson'un sözünden bahsetmek istiyorum üstad demiş ki " İstatistiler mini etek gibidirler,çok şey gösterirler ancak asıl gösterilmesi gerekeni gizlerler." işte asıl gösterilmesi gerekip de görünmeyen gerçeği futbolcularımızdan göstermelerini bekliyoruz...Unutanlar olmuş olabilir ama yeter ki siz unutmayın Siz Kocaelisporsunuz,Biz Kocaelisporuz...