26 Mart 2009 Perşembe

KORAKOR - Erdoğan ÇALIN

Süper Lig'in " Beyaz Atlısı ", elbette ki Kocaelispor.
Korakor mücadelelerinin külhanbeyi, yeşil sahaların beyefendisi.
Nasıl da keyif veriyor izleyenlerine.

İster adını direniş koyun, isterseniz var olma savaşı,
hepsi de yakışıyor, saygıyla karşılanıyor.
Başarıdan, ahlaki duruştan bahsetmek isteyen her yorumcunun,
bugünlerde örnek gösterebileceği ilk isim, tartışmasız Kocaelispor oluyor.

İthal yıldızların geri plana itildiği,
bonservisleri milyon dolar olanların es geçildiği,
Milli Takım'ın, şanlı şöhretli isimlerinin dahi hatırlanmadığı spor programlarının baş köşesine,
sevgili Erhan Hoca'mızın ve oyuncularımızın konuk olması,
Kocaeli'mizin onurudur.

İzmit sokaklarında gezinen,
uzaklarda yaşayan taraftarlarımızın artık başı dimdik.
"Onurluyum, gururluyum sadece Kocaelispor'luyum"
diyebilmenin mutluluğunu yaşıyorlar.

Tüm bu olumlu gelişmelerin hakkını,
hocamıza, oyuncularımıza, yönetim kurulumuza teslim ederken,
onları bu yolda yalnız bırakanlara da bir fatura kesmek gerekiyor.

İzmit'te, bir tek gün yok ki, üst geçitleri reklam afişleriyle çirkinleştirilmesin,
minibüs durakları allı-morlu ilanlarla talan edilmesin.
Ertesi gün gelsin yenileri, heba edilsin halkın kaynakları.

Reklam ajanslarına devasa ödenek yaratılırken,
Kocaelispor'da on santimlik reklam için kapı kapı dolaşıp, eli boş dönsün.

Türkiye'nin en büyük GSM operatörü Turkcell,
boş bulduğu her deliği selocanlarıyla doldururken,
adını verdiği Süper Lig'de,
Kocaelispor'un göğüs reklamsız müsabakaya çıkmasını,
Genel Müdürü Sayın Süreyya Ciliv,
neden dikkate almıyor, anlamak mümkün değil.

N City'de faaliyet gösteren bir süper market,
Konyaspor'u reklamlarıyla ihya ederken,
Derince şubesiyle mağazalarını ikilemesine rağmen,
Kocaelispor'u da reklam portföyüne katmak, neden akıllarına gelmiyor ?

Daha listeye girecek dünya kadar firma var.
Gazete sayfalarını, Tv kanallarını, reklam raketlerini,
binlerce dolar vererek parselleyip,
sonra da yüz binlerce doları Kocaeli'linin cebinden kazanan bu kuruluşları harekete geçirmek için,
bir yerlerden düğmeye basılmasının zamanı geldi.
O birileri yetkililer mi olacak,
yoksa, harcamayan, tüketmeyen, kullanmayan bilinçli Kocaelispor taraftarı mı olacak ?
İşte bunu zamanla herkes görecek, bir korakor mücadele de piyasalarda esecek !


Erdoğan ÇALIN

25 Mart 2009 Çarşamba

Lider

Gölcükspor

Gölcükspor lider. bu sevinç Yıldırım Bosnaspor'u 3-1 mağlup etiği maçta çekilmiş. Yer Gölcük İhsaniye Stadı. Zemin etüdü yapacak konumda değilim yerel gazeteler epey yazmış, tarla gibi gözüken zeminden bahsetmiş. Şu çamur deryasında bile ne kadar sevinebiliyoruz. mükemmel bi foto. Omo; 'kirlenmek güzeldir' diyor, futbol oyayarak kirlenmek bambaşka güzel..

23 Mart 2009 Pazartesi

Kaç Lincoln Kaç

zamanında aynı mevzu olmuştu..

Kaç Lincoln Kaç

Anket


Fatih Terim'i zerre sevmem. halı sahada beni izleyip "gel milli takımda oyna" dese o varken gitmem. o var diye izleyesim bile gelmiyor milli maçları. o kadar seviyorum(!). Anketimiz tam telegol tadında. oylarınızı bekliyoruz. taner gülleri yazıp 4141 e gönderin filan demiyorum.

son olarak kalp gözü yorumu;

taner mahalle kahvehanesine takılan sessiz sakin efendi bi gençti. mahallenin kabadayısı fatih'in onu zerre sevmediğini nerden bilirdi.

22 Mart 2009 Pazar

Durmak yok yola devam




Kocaelispor 3 - Ankaraspor 1

20 Mart 2009 Cuma

Bülent Baturman

Bülent Baturman Milli Takımlar Bölge Sorumlusu görevine getirildi.

Doğrusunu yazıyoruz. biri düzeltsin.. burada Bülent Batırman yazıyor. iyi adını düzgün yazmışlar..


Photobucket

ekmek bulamıyorsak iddaa oynayalım belki köfte yeriz

iddaa

buraya yazdığım hiçbir kupon tutmadı. bunu belirterek yazıyorum.. herkese gani gani para çıksın, deplasman yapalım, adalıda köfte yiyelim, piiz yapalım.. buraya yazmadım ama sayısalı tam kolon oynayıp tam kolonda 1 tane bile sayı tutturamadım. inş. takımların kaderleriyle oynamam.

146 Büyükşehir Bld Konyaspor 2 - 2.90

148 Kayserispor Ankaragücü 0 - 2.90

149 Kocaelispor Ankaraspor 1 - 2.00



toplam= 16.8

Hamburger - Sosisli ne istersen..

dün öyle bi oyun oynayan Hamburg nasıl olur da çeyrek finale çıkar? Galatasaray top oynadı mı? hayır. bu futbolları görüp Uefa finalinden bahsedenleri duyunca; neden biz ligin dibindeyiz? diye kafayı yemeden duramıyorum..

son olarak maçı izlemeye gittiğimiz tayfadan birinin "lan bunların asıl adı hamburgermiş" demesi, sanki bi buluş yapmışcasına heyecanı beni benden aldı..

16 Mart 2009 Pazartesi

14 Mart 2009 Cumartesi

Burası Basra Değil İzmit Körfezi

Maça gidemedim, Galatasaray ve Fenerbahçe. iki yakın deplasmanıda kaçırmış oldum. maçı izlerken gelen "burası basra değil izmit körfeziii" tezahüratını duydukça kahroldum..


Maçın başında Roberto Carlos yıktı bizi. ligin ilk yarısındaki o ruhsuz takım olsa üst üste goller yeriz diye düşünürdük. ama öyle olmadı. golden sonra izlediğim arkadaşlarla hepimiz umutluyduk. galatasaray maçı gibi olur inşallah dedik. hani ilk golü yemiş sonra coşmuştuk.

ilk 10 dakikadan sonra biz oynadık. fener Semih'e top atıp onun tuttuğu toplarla veya Kazım'ın kendini yere bırakmasıyla kazanabilecekleri bi serbest vuruşla pozisyon buluruz diye oynuyordu.

orta sahamızın bu kadar iyi olabileceğini düşünmüyordum. sağolsun Alex yürümedi bile. Nsumbu ve Levent orta sahayı çok iyi kapadılar. Nsumbu rakibi rencide edici hareketler yaptı. topları iyi kullandı. Hacı Murat beni çok şaşırttı ve acaip koştu. çok iyi oynadı. Taner, edu ve lugano dan sopa yemiş gibi çok etkisiz kaldı. Önüne bi türlü top atıp kaçıramadık. Akeem yine bol bol koştu. resmen bal yapmayan arı. topu önüne at koşsun dursun. adam geçsin ama orta yapmaya veya şut çekmeye gelince henüz bi numarasını göremedik. Alex ve Semih arasında top alış verişini çok iyi kestik.

Maçın saç baş yolduran, bizi maç boyunca günaha sokan adamı Adem Çalık oldu. bi tane isabetli orta yapamadı gole kadar. attığı paslar gitmedi, aldığı topları ayağından açtı olmadı rakibe attı. şut çektiğini düşündüğümüz pozisyonlarda topu stadın dışına doğru vurdu. resmen canlı bomba. golün ortasını yaparak bize herşeyi unutturdu bi an için..

tek kale oynadık bi ara ama yok. gol atamıyoruz. deliricez. üstüne hakem acaip düdükler çalmaya başladı. Adem topu yere vurur vurmaz sarı kartı gördü ama Lugano hakeme her türlü gideri yaptı bişey görmedi!

Erhan hoca yine ross'u çıkardı hamza yı aldı. Hacı Murat çok koşup çok yorulmuştu keşke Serdar olsa diyorduk tam onun dakikaları başlıyor ama gol atamıyorduk. Julio Cesar girdi oyuna. Bu dakikaya kadar Aragones bi sürü değişiklik yapmış bi numarasını görememiştik. Belsa da Sultan da bizle maçı izleyen tribün havasındaki kitle Guiza oyuna girerken alkışladı..

Sadıkov ölümüne oynayan harika bi adam. Muhammed bildiğimiz ilk müdahale adamı. ilk müdahaleyi yaptı yaptı sonrası faul. bu maç semih'e nefes aldırmadılar. Guiza girdi o zaten bizden sağolsun..

ilk yarıda son dakikada attığı gol sonrası tribünlere sus diyordu semih! Hodri Meydan susmayacağını gösterdi! takım 1-0 geride dakikalar 70-80 hiç fark etmiyor. tv den izlerken çok net duyuluyordu sesleri.

üni kostad ankara olarak Baturman ve Serkan trenle gelmişler izmite burdan tayfayla maça gitmişler. onlara ayrı bi helal olun. öğrenciler üç beş kuruş kenara koyup deplasmana gitmek için para biriktiriyor, iddaa oynayıp çıkacak parayla deplasman hayalleri kuruyorlar..

Akşam herkes bu takım nasıl bu durumda diyordu hafta sonuda spor programlarında sıkça duyabiliriz, tabi fenerbahçeyi bırakıp biraz bizi konuşurlarsa. İlk yarıdaki yönetim saçmalıklarını ikinci yarı pek yapmadık ve Engin İpekoğlu faktörü yok diyebiliriz.

Kuzenim Filiz aradı maç sonrası. kendisi bi kızdan beklenmeyecek şekilde iyi futbol seyircisi ve futbolcu. zamanında fani madida lakabıyla oynardı(maalesef beşiktaşlı). "haftaya beni maça götür, kocaeli nasıl oynuyor öyle. premier ligdeki takımlar gibi pas yapıyor" dedi.

Maç sonrası Cumhuriyet parkında dolmuş bekliyorum bi grup "burası basra değil izmit körfeziiiii" diye bağıra bağıra geldi. oturdular parkta biri darbuka çalmaya diğerleri oynamaya başladı. gidip katılmak istedim neyse deyip bindim dolmuşa. yaşlanıyoruz galiba..

ekleme: GFB ye teşekkürler. deplasmana giden kardeşlerimize her türlü kolaylığı göstermişler. bravo. tribüncülük adına bunlar güzel şeyler.

13 Mart 2009 Cuma

Cesar'ın hakkı Cesar'a

beklenen gol sonunda geldi
dk 87. Julio Cesar

başlık Ertem Şener den. kaleci Julio Cesar bi kurtarış yaptığında demişti. hemen arak..

12 Mart 2009 Perşembe

Ege Görgün: İçimizdeki düşman....

Photobucket
Ayın başlarıydı futbol hastası Sırp arkadaşım Dejan’dan bir mail aldım...

Birkaç gün önce kendi ülkelerinin “El Clasico”su sayılan Partizan-Kızılyıldız maçının 1-1 bittiğini, Kızılyıldız’ın golünü ise Djorde Tutoriç’in attığını söylüyordu. Hani Kocaelispor’un sezon başında transfer ettiği, sonra para mara ödenmesini bırakın, Başkan ellerindeki parayı da alır korkusuyla arkalarına bile bakmadan kaçan Sırplardan, stoper olanı Tutoriç. Yeniden eski takımına dönmüştü.

Gelen üç Sırp içinde en işe yarar topçu oydu zaten. Türkiye’den alacaklı ayrıldılar ama Beşiktaş-Del Bosque olayı bize yabancıların eninde sonunda paralarını aldığını öğretti. Ama bu parayı elbette bu işin sorumlusu olanlar değil, Kocaelispor ödeyecek.

Bu üç yabancının dışında epey futbolcu kaçtı Kocaelispor’dan. Kemal, Serhat, Bülent Bölükbaşı, Musa Büyük, Volkan Bekiroğlu, Özgür Bayer, Bayram Toysal, Ahmet Dursun ve şu an aklıma gelmeyen başkaları... 8O kadar çok ki, nasıl hatırlayayım!) Peki gitme gerekçeleri ne bu futbolcuların? Paralarını alamamaları...

Basit bir soru takılıyor aklıma. Kocaelispor’un 50 trilyon borcu olduğu söyleniyor. Bu para futbolculara verilmemiş. E, o zaman nereye gitti bu paralar?

Bakın, futbolcular gibi Kocaelispor’dan “Yandım Anam!” diye kaçan Yılmaz Vural ne diyor ayrıldıktan sonra.

“Eğer bir kulübün, mesela Kocaelispor gibi 60 milyon YTL borcu olabiliyorsa, siz Anadolu'daki kulüplerin mali durumunu bir düşünün. Kulüp başkanlığı gelen parayı, kendi işi için kullanmak gibi bir tuhaflığın içine girmiş."

Yılmaz Vural kimi kastediyor acaba?
Kocaelispor ikinci yarıya baştan aşağı yenilenmiş bir kadroyla başladı. Eskişehir maçında sahaya çıkan kadroya bakıyorum. Birlikte maç seyrettiğim eski yöneticilerden Teoman Gencal diyor ki, “Taner’i çıkar, sahadaki takımın değeri taş çatlasa iki trilyon!”

İki trilyon. Biz bunun yarısından fazlasını sezon başında tek futbolcu için harcayacağımızı taahhüt ediyorduk. Kaçan futbolculara bakarsanız harcamadık, kulübün borcuna bakarsanız harcadık.

Allah için, sahadaki iki trilyonluk takım o bilmem kaç trilyonluk takımdan daha yürekli oynuyor sahada. Sempati duyuyorum hemen çocuklara. İlk aklıma gelen şu oluyor: Paralarını peşin almışlardır umarım, sonlarının selefleri gibi olmasını istemem.

Taner saç baş yolduruyor kaçırdığı gollerle. Olsun, diyorum diğerleri gibi takımı bırakıp kaçmadı ya.

Teoman Gencal, “Taner’in hiç alacağı yok. Parasının tamamını aldı,” diyor. Taner’in gitmek için bir sebebi olmadığını anlıyorum.

Çevrem eski yönetimlerde görev almış yöneticilerle dolu. Neden ayrıldıklarını bir türlü söylemiyorlar. Ama sessizlikleri yeterince şey anlatıyor. Kaçan futbolcular, Yılmaz Vural’ın sözleri, kulübün borcu da öyle...

Yazılarımda Anadolu takımlarının makus talihini üç büyük takımın hakemler, medya, federasyon ve toplum üstünde kurduğu egemenliğine yordum hep. Bizi içeriden vuranları es geçtiğimi şimdi fark ediyorum. Asıl düşmanın içimizde olduğunu... Ve en kalıcı zararı dışımızdaki düşmanların değil içimizdekilerin verdiğini...

Eskişehir maçını kazandık. Kurtuluş Savaşı gibi bir maçtı bizim için. Ama vatanı kurtardığımız savaşla ciddi bir fark var arada. Biz yalnızca umudumuzu bir hafta sonraya taşıdık, bundan sonra oynayacağımız her maç Kurtuluş Savaşı bizim için.

Bana kalsa Kocaelispor düşmeyi çoktan hak etti. İkinci yarıya yepyeni bir takımla başlayıp ligde kalmak hangi ligin realitesine sığar. Ama yine Teoman Gencal uyarıyor beni. İyi bir Kocaelisporlu, iyi bir yönetici ve şehrin sevilen, güvenilen simalarından biri... 100 trilyonum olsa düşünmeden ona verir, “Başkan ol, kurtar şu Körfez’i derim.”

“Kocaelispor düşerse,” diyor, “bu borcu ödeyemez. Göztepe’nin, Zonguldakspor’un durumuna düşeriz, Şimdi en azından biraz biraz borç ödeniyor.” Dedim ya hamurunda yöneticilik var, benim görmediğim açılandan bakabiliyor olaya.

“Yeni bir yönetim oluşma ihtimali yok mu?” diye soruyorum.

“Takım düşerse, kimse o borcun altına giremez. Düşmezse de, bu yönetim yerinden kımıldamaz zaten,” diyor.

Doğru ya. Akan musluğun başında ayrılma ister mi insan? Hele bir de doymak bilmez bir susuzluğu varsa...

buradan copy paste

11 Mart 2009 Çarşamba

Bunu yapan insan olamaz



Ne zaman şamiyonlar ligi maçı olsa moralim bozuluyor. nasıl böyle top oynanır abicim. liverpool resmen ağzına zıçtı madrid'in. top oynatmadılar. "adamın motoru olsa motor yanar" dedi babam. hakkaten öyle. "böyle takımlar var sen git Kocaeli peşinden koş" dedi, zamanında kendi koşmamış gibi..

ama onlar insan değil!

10 Mart 2009 Salı

Tribun Video

Tribün videolarınızı paylaşabileceğiniz güzel bi site. Kocaelisporlu, zamanın son samurayı Akman kardeşimiz yapmış. Şuan test yayınında bazı hataları var ancak hala üzerinde çalışıyorlar.

Youtube gibi yasaklanmaz umarım.

tribunvideo

9 Mart 2009 Pazartesi

Kocaelispor 1 Eskişehirspor 0


Pazar günü olmasına rağmen erken kalktık çünkü bu maç çok kalabalık olacaktı. Mahalleden 7 kişi kale arkaya girelim dediler onlara uyduk gittik. maça 2 saat olmasına rağmen hemen bilet alıp içeri girdik. tribünler boştu henüz. kale arkada çekirdekçi tayfa uyanıklık yapıp erken gelmiş her zaman kale arkanın köşelerinde olan adamlar oradaydılar yine.

yavaş yavaş tribünler doldu. maratonun ortasına bakınca her maç nasıl bi koltukta 3 kişi durduğumuzu anladım. uzaktan bakınca daha iyi anlaşılıyor. ortaya yığılan bi kitle var maratonda. gerçi maçın başlamasına yaklaştıkça maratonda ne merdiven boşluğu ne koridor bi boşluk gözükmüyordu. kapıların ağızlarında bile bi sürü insan vardı. kale arkada dolumuştu. maç başlamadan tepeye çıkıp dışarının kalabalığına bakmak istedim. ağzım açık kaldı. kale arkasındaki kadar daha adam vardı dışarıda. ip gibi dizilmişler. bu adamlar giremez diyordum zaten maç başladı kapılar kapandı. elinde bileti, kombinesi olan adamlar bile dışarıda kalmışlar. maçın ilk dakikasından, demir kapının kırılmasına kadar kapıya vurdular kapının o gıcık sesi geliyordu. "iyi ki erken gelmişiz dışarıda olsam kafayı yerdim" diye düşündüm.


maça çok iyi başladık. ilk yarı öyle bir Kocaelispor vardı ki. ağzım açık, yanımdakini dürterek izledim. "lan napıyoruz biz" dedim yanımdakilere. o kadar güzel paslaşıp o kadar güzel sahasına hapsettik eskişehiri. Taner acaip pozisyonlar kaçırdı. saç baş yoldurttu bize. Soldan Akeem'in içeriye attığı pozisyonda bomboş Adem beni yanıltmayarak topu dışarı attı. tek kale oynayıp gol atamıyorduk. Nsumbu mükemmel bi herif. Topu çok güzel saklıyor, sağa sola dağıtıyor. hemen şişireyim diye oynamıyor adam. ilk yarı bittiğinde herkesin yüzü gülüyordu ama keşke atsaydık diyordu. böyle oynarsak gol atacağımızı biliyorduk. sanki geçen hafta bursa daki takım bu değildi! bursa ya karşı böyle oynasak bi 5 gol onlara atabilirdik. bu takımı böyle oynarken görünce ilk yarıda kaybettiğimiz puanlara daha bi yanıyorum..


ikinci yarı eskişehir daha çok pas yaparak başladı. orta sahada kalabalıklaştılar. ileriye fazla adamla çıkmaya başladılar. bunu beklemeyen defansımız bi iki pozisyon afalladı. Hele Batuhan'ın bi pozisyonu varki evlere şenlik. orta sahadan atılan bi pas batuhan kaleciyle karşıkarşıya kalıyor. Kılıç müdahale ediyor top direkten dönüyor. yüreğimiz ağzımıza geliyor ve aklımıza ilk yarıda Muhammed Özdin'in çataldan dönen kafa vuruşu geliyor.

Ardından yine saldırmaya çalışıyoruz ama ilk yarıdaki pozisyonları bulamıyoruz. ikinci yarı ortalarında iyiden şişirmeye başlıyoruz. oturduğum yerde "lan kanser olursam sebebi sizsiniz" diye bağırıyorum.. yanımda oturan arkadaşa 65. dakikada merak etme şimdi değil 80de atıcaz 1-0 alıcaz maçı rahat ol dedim ve ondan sonra pek fırlamadım ayağa. taa ki Taner'in o yumuşak kafa vuruşu gol atmasına kadar. 2-3 dakika erken söylemiştim ama atmıştık işte.. Taner o kadar pozisyon kaçırsada bu sezon sanırım ilk kafa golünü atmış oluyordu.

Gol yiyene kadar zaman geçirmeye çalışan eskişehirli futbolcular keşke biraz daha onurlu olsalardı maç içinde. Aynı sebepten Serdar Kulbilge den nefret ediyorum. o herif yapıyor ama Gs maçında sakatlandığından beri kaleyi Kılıç koruyor ve çokta iyi.

geçen sene Emre Güneş'in malatya maçı öncesi "bu maç garanti rahat olun, bizim yöneticiler bağlamış maçı" tüyosuna rağmen 4-0 yenildiğimiz malatya maçından sonra yenmiştik Eskişehir'i ve o maçtan sonra tekrar dirilmiştik.

inşallah şimdi yine öyle olur ve küme düşmeyiz. ayrıca Serdar Topraktepe ikinci yarı oyuna girdi ve sağlam 2 depar attı. biz ağzımız açık kaldık. büyüksün Serdar! sadece yaşça değil anladın sen onu..

geçen sene koltuk kırıp sahaya fırlatan avellere sesleniyorum;

maç öncesi adalıda köfte 3 tl
hyundai kale arkası tribün bileti 10 tl
es es'e her sene koymak ise paha biçilemez!

6 Mart 2009 Cuma

Emre Güneş ile piizdeyiz

Photobucket

Emre Güneş ve Kardeşleri #9 Nemanja Vucicevic

Photobucket


Köln topçusu Vucicevic ve İzmit çocuğu Emre..

tsk beni davet ediyor..


yeter burda saçmaladığın, birazda bize gel diyorlar. mektup geldi bugün. nisanda askeriz..

antalya
konya (d)
trabzon
antep (d)
ibb
Hacettepe(d)

maçlarını kaçırıyorum heralde. şanslı olursak bi trabzon maçını lig tv den izleyebilirim. bu maçların hepsini alalım varsın izlemeyelim. valla ilk aklıma hangi deplasmanları kaçırdığım geldi askerlik mevzusunu görünce.
ben kısa dönem albay filan yapmak isterim ama bakalım ne olucaz.. hafta sonu es es maçında ismetpaşa yanar. maça erken gelin stad aarkası piiz yaparız..

3 Mart 2009 Salı

Volkan Bekiroğlu



tamam para veremedik gitti haklıdır. hepsi gitse bişey diyemeyiz.
Pazar günü Volkan Bekiroğlu Buraspor formasıyla karşımızdaydı. maç sonunda "Kocaeli gibi bi takıma puan verdik" demiş, dalga geçerek. ilk başta bi küfür ettim. ardından sakinleşip bakınca adamın haklı olduğunu düşündüm. bu takımı içeriden görmüş, ne rezillikler olduğunu biliyordu. borç batağında, parasız, beceriksiz yönetim, dökülen tesisler.. bir sürü olumsuzluğa rağmen bu takım bi puan aldı işte sizden. iki pas yapsak 3 puan alacaktık.. bi önceki hafta 5 gol attı bu takım! zoruna mı gitti Volkan?!! herşey para değil işte! Futbolun ne olduğunu öğrenememişsin hala..

Oysa ilk yarıdaki Konyaspor maçı sonrası "biz bu yola baş koyduk" diye açıklama yapıyordun mikrofonlara. aman senin gibi adamlardan kurtulduk ya.. en çok buna sevinmeli..

2 Mart 2009 Pazartesi

Bursa'nın ufak tefek taşları...

Photobucket

iki takımda fubol oynamadı. biz bank asya'da Kayhan Çubuklu zamanın oynadığımız oyuna benzer bi oyun oynadık. Defans şişir, sekerse forvet bitir. olmadı dönen topu almaya çalış. sanki pas yapmak günah filan. Uzun atılan toplarda Akeem koştu peşine ama zaten boyu kısa kafa toplarını alamadı. bursa defansıda sektirmeyince pek pozisyon olmadı.

Bursa Sercan'ı kaçırmaya çalıştı. sağılsun bursa dan kiralanan Emrah Kiraz defansın içine etti. hiçbir topa düzgün müdahale edemedi. ayağına gelen topu ıska geçti. tribünde millet kafayı yedi.

maça epey kalabalık gittik. sağolsun KOSTAD biletleri ayağımıza kadar getirdi. tabi bursa'ya şahsi giden araçlar oldu hatta minibüs tutup gidenler vardı onlar bilet bulamadı. stadyumda bilet satışı olmadı deplasan tarafı için. bazıları bursa tarafına girip öyle izlemiş maçı.

bursa polisi 3 kere bilet kontrolü yaptı. 3 ayrı noktada bekletildik. nedir bunu mantığı? ancak eziyet olmalı? Nazi kampı gibiydi dün. demirlerle çevrili bi kafesin için aldılar bileti olanları. ordan yürüdük stada stad kapısında yine bi polis birikmesi var içeri almıyorlar. içeri dediğim stadın giriş kapısına gitmeye çalışıyoruz henüz. orda yine bi bilet kontrolü. stad kapılarına geldik artık içeri gireriz ümidi taşıyoruz maça 10 dakka kalmış. dışarda bin tane adam var. kafadan 20 dakka kaçırdık diyoruz. neyseki stadyuma başka bi giriş kapısını açıyorlar ilk 7 dakikayı kaçırmış oluyoruz sadece. o kadar emniyet noktasında bilet kontrolü yapılıyor ama stada girerken aranmıyoruz.. dün en az 1000 polis benim biletimi görmüştür. o kadar yani..

tribüne girip kalabalığı gördüğümdeki o mutluluğun tarifi yok!.. başkan Serhan Gürkan da tribünde bizle izliyor maçı. tribün çok kalabalık ama ilk yarı pek sağlam bağıramıyoruz. millet birbirini arıyor hala. içeri girme telaşı var filan. hemde beklenmedik şekilde güneşli hava. aç susuz üstüne golde yiyince çöküyoruz. ikinci yarıda takımda biraz hareketlenme var tribünlerde biz coştuk. bursa nın kapalı kale arka yine iyiydi. sesleri o kadar gelmedi ama o atkı şovları gerçekten güzel.

artık ümidi kesmiş bi sigara yakmaya çalışıyordum. millet üstüme atladı "gooolll" diye. ben görmedim golü filan ama yanımdakine sarıldım zıpladım.. arkamı döndüm bi baktım stada bizim tribünden koltuk yağıyo stada. lan niye atarsınız?!! mal mısınız arkadaş? böyle mi sevinilir? içimizdeki adapazarlılar mı bunlar? salak madem atıyorsun kendi arkadaşının kafasına niye atarsın? atanları hemen uyardık onan sonra yine omuz omuza çıldırdık. maç bitti biz hala bağırıyoruz. bursalılar "körfez kümeye" diye bağırdılar biz alkışladık. dışarda kaçanın... diye bağırdılar biz yine alkışladık.

ama yok. o kadar iyi niyet şeysi yaptı KOSTAD ama yok! zamanında beşiktaş kupa maçında bizi destekleyen adamlar gelip maç sonrası otobüsleri taşladı. hani bu işleri ufak çocuklar yapar genelde ama bursada koca koca adamlar ellerinde taşlar yol kenarlarında! ne zorunuz var abicim? anlatılan adamın biri taksi tutup gelmiş yol kenarına bildiğin ticari taksi. eşşek kadar adam taş atıp kaçıyor. lan yaşından başından utan eşşolusu..

Ozan başkanla benim oturduğum koltuğun camınada bi taş geldi. cam patlamadı iyi sıyrıldık. ufacık delikten deli gibi soğuk geldi. komple kırılan camı olan otobüsler vardı. onları düşünüdükçe epey sövdüm taş atanlara.

romaşenko 90+3te nerdeyse orta sahadan gol atmış 3 puan almışlardı izmitte. nerden attı göremedim ama sağolsun Hamza yine 90+da attı golü. olsun 1 puan. boynu bükük dönmedik oralardan..

1 Mart 2009 Pazar

adrenalin



sabah sorun olmazsa Bursa'ya akıyoruz. hala uyuyamadım. her deplasman öncesi oluyor bu arkadaş. yok böyle bi heyecan!!..