16 Ocak 2010 Cumartesi

polis tavsiyesi adalet


bugün öyle sinir bozucu hadiseler yaşadımki. nefret ettim hayattan. bir kez daha küfür ettim "niye bu insanlarla aynı ülkede yaşıyorum!" diye.

iş çıkışı Kocaeli şehir tiyatrolarının oyununa gidelim dedik arkadaşla, her hafta sonunu futbol izleyerek veya kağıt oyunlarıyla geçiriyorduk. değişiklik olsun dedik. telefonum çaldı "hemen mahalleye gelin talha ya çaktırma babası kavga etti" dedi. babası dediği adam kavga edebilecek yaşta pek değil. şaşırdım pek telaşlandırmadan mahallenin yolunu tuttuk.
meğer arkadaşın babasının burnu kırılmış, kafa patlamış. hastaneye koştuk hemen peşlerine. hastane sonrası karakola gittik. zor yürüyen adamı tek başına karakola soktular polisler, yanına kimse giremezmiş. dışarda sigara içerken olayı anlattılar. delinin teki tavuk besliyormuş ömer amca tavuğa kışt dedi diye saldırmış deli. deli dediğim o çevrede herkes tanıyormuş deli olarak onu. hani her mahallenin bi delisi vardır ya heh bu oymuş. çok afedersiniz ama orospu çocuğunun önde gideni bu piç larvası kaçmış. polisle evine gittik babası çıktı kapıya adamda çocuktan bezmiş bi şekilde "ben ne yapayım aabi" diyor. arkadaş "o zaman bende bunun burnunu kırayım, madem bişey yapmıyorsunuz!" diye çıkışıyor polislere. polislerin zerre sikinde midir olay? hayır! zaten gergin ortamı bide polisin suratsız ve olayı umursamaz tavırları iyice gerip sinir küpü yapıyor bizi. adam çocuğun karakola gelsin diyip kapatıyorlar kapıyı. sonra herkes mutlu(!) hadi evinize gidin diyorlar.

ön koltukta oturan emekliliği geçmiş ama çocuğunu okutmak için paraya ihtiyacı olan ve hala çalışan polis fikir verdi, adalet için. "oğlum bakın anlıyorum sizi kızgınsıznız ama şimdi bişey yapsanız haklıyken haksız konuma düşeceksiniz. dava mı olacak ne olacaksa olsun ondan sonra şu olay üstünden 1-2 ay geçtikten sonra ne yapacaksanız yaparsınız" dedi.
o da biliyor ki adalet ancak böyle olabiliyor bu sistemde.. lanet gelsin

Hiç yorum yok: