23 Kasım 2009 Pazartesi

Severken Öldürmek



Taraftar, yönetim kim için söyleyeceğim bilemedim. İkisine de uyuyor bizim durumumuzda. Hani ayı yavrusunu severken öldürürmüş ya tam o işte olan.
Bu yönetim hakkında pek bir şey yazmadım şu ana kadar. Çok istiyordum başarılı olmalarını, hala da istiyorum ama kongre kararı alındı. Gidiyor yani bu yönetim. Yerine kim gelecek mevzusundan önce neler oldu ona bakalım..
Bu yönetim son 4 kongrenin 3ünde aday olmuş kazanamamıştı. Hep istemiştim kazanmalarını, inanıyordum Kocaelispor sevdalıları olduklarına. Şuan yönetimde olan Murat Aykan ve Furkan Akyol yazdıklarıyla güzel şeyler düşündüklerini belli etmişlerdi. Yazdıklarıyla diyorum çünkü yönetici olmadan önce her gün Körfez org forumda yazılar yazıyorlardı. İşte, bol paralı klüplerde görülemeyecek yine bize has bir olay. Kötü diye söylemiyorum, yanlış anlaşılmasın. Yöneticilerin aynı zamanda taraftar olması niye yanlış olsun ki?

2-3 aylık bu yönetim ilk başta şirketleşme işine el attı. Kocaelispor A.Ş. kurup klübe kalıcı gelirler getirmek istiyorlardı. Bir şirket kuruldu ama Kocaelisporla tek bağlantısı şirket yöneticilerinin Kocaelispor Klübü Derneği yöneticileriyle aynı olması. Yani bir şirketleşme var ama klüp hala dernek, bu şirket ayrı bir şirket, onun üzerinden kazanılan paralar derneğe bağışlanılıp gelir elde edilecek. Böylece gelen paralara haciz konulamayacak. Şirket kurulması yerel gazetelerde “bütün fabrikalar sıraya girdi” manşetleriyle haberlere konu oldu. Sonunda yöneticilerin boynu bükük açıklamaları “bu kentte bir iş yapmak istiyoruz ama bütün kapılar belediyeye çıkıyor”.
Bir yöneticinin söylediği:
“1.KOCAELİSPOR TARİHİNDE KULÜBÜ BORÇLANDIRMADAN ÖDEMELER YAPILIYOR

2.KOCAELİSPORLU FUTBOLCULAR DAHA LİG İN BAŞINDA HEMDE OYNAMADAN MAÇ BAŞI HARİÇ BÜTÜN ÖDEMELERİNİN TAMAMI NI BİR SEFERDE ALIYOR”
Bu açıklamanın ardından bir hafta geçmeden futbolcular antrenmana çıkmıyor. Paralarını alamadıkları için protesto ediyorlar.
Düne kadar deplasmanlara bile bizim deplasman otobüslerine benzer arabalarla giden, futbol öğrenip bir klübe kapağı atar mıyım diye bakan, alt yapıya çoğu torpille girmiş çocuklar kazan kaldırıyorlardı. Hayatlarında belki bir daha bu ligde oynayamacak olmalarına rağmen gider yapıyorlardı. Başkan çıkıp “futbolculara ceza vereceğiz” dediğinde doğru bir cümleyi yanlış durumda söylemiş oluyordu. Üç kuruş para vermediğimiz adamlara ne cezası verecekti? Ceza verilecekse klüpten atılmalıydı hepsi. Herkesin ağzında “genç çocuklar ne yapsınlar” tamam yetenekleri belli ama bu yaptıkları sonrası benim için bitmiştir bu genç çocuklar. Belki birilerinin gazına geldiler, başkalarının lafını dinlediler ki bu büyük ihtimal. Ne halt olursa olsun yetenekleri fazla olmayabilir ama bu çocukların fizik güçleri, çoğu bank asya takımından daha iyi. Top kapıp rakibi bozuyorlardı, bu olay sonrasında sahada hepsi yürümeye başladı. Başkanda sözünün arkasında da durmadı zaten. İyiden boka sardı işler..

Futbolcular basın toplantısı yapıp yönetimi eleştirmeye başladı artık. Futbolculara verilen çeklerden para alınamamış. Lisansı çıkarılmayan tecrübeli(!) futbolcular ayaklanmış onlarla beraber oynayanlarda. Cem Sinan Vergül’ün dediği “genç arkadaşlarımız benden dolmuşa binmek için yol parası ister hale geldiler” gibi bir şeydi. O anda bu yönetimin gideceği kesinleşmişti zaten.
İyi niyetle her şey hallolmuyordu maalesef. Yönetim : “BİZ GÖREVE GELDİĞİMİZDEN BU GÜNE KADAR HERKESE ÖDEMELERİMİZİ YAPTIK.” Diyordu bağıra bağıra ama futbolcular eylem yapıyordu. Yine taraftar kandırılıyordu işte.
“ben tüm yazdıklarımı belgeleri ile isteyene gösterebilirim” dedi yöneticinin biri, istedim ama bir belge göstermedi bana. Ödemelerin yapılacağı sırada Nenad Jestrovic’in fifaya başvurduğu ve birkaç gün içinde borç ödenmezse klübün puan silinmesine kadar giden cezalar alabileceği gerçeğiydi. Futbolculara verilecek parayı oraya verdiler muhtemelen. Zaten ellerinde fazla nakit olmayan yönetimde böylece ters köşeye yatmış oldu. Hiçbir şey planladıkları gibi gitmedi. Gelmesini planladıkları paralar gelmedi, para verilecek yerler her gün çoğaldı.
Klübün doğalgaz, elektrik, su borcu 2trilyona yakın. Normal bir ikinci lig takımı için, bir sezonluk deplasman masraflarını karşılar herhalde bu para. Ardından ulusal gazetelerde manşet oluyoruz ki biz buna çok alıştık artık tepkisiz olduk.
“Kocaelispor tesislerine haciz geldi”
“Kocaelispor un doğalgazı kapatıldı”.

Serhan Gürkan yönetiminden sonra gelen kim olursa olsun (Abramoviç gibi bi adam hariç) böyle apışıp kalacağını kestirebiliyordum. Ancak bu kadar kesin konuşup, işleri halledememeleri bu yönetimin en büyük eksisi oldu. Bütün paralar eksiksiz yatırıldı diye açıklama yaptıktan sonra, paraların yatmadığı anlaşılınca kimsenin güveni kalmadı.
Hele sezon başında klüp yararına bir yardım gecesi düzenlenecekti ki tam bir fiyasko oldu. Serhan Gürkan dan böyle şeylere alışık olduğumuzdan pek tepki çekmedi ama bu yönetimin yediği ilk goldü. Ünlü bir şarkıcı getirip İzmitli kodamanlardan para toplama kampanyası diyebiliriz bu olaya. Tabi millet ver ver bir numara görmeyince şişti artık para vermiyor, artık inandırıcılığı kaybeden bir klüp ve kimse güvenmiyor. Sadece 35 kişi bilet almış geceye gelmek için. Para kazanılması planlanan gece, bu şartlarda düzenlendiği taktirde, sanatçıya parayı cepten vermek gerekiyor epey zarara uğruyor, iptal ettiler.

Dün akşam Furkan Akyol’un röportajını izledim tv41de. Gerçekten çok üzgün ve bitkin görünüyordu. İyi niyetli ama istediğini yapamamanın verdiği bi hüzün vardı. Furkan Akyol yazmıştı: Mahcubiyet de erdemdir.

Basının bu yönetime saldırdığını da biliyorum. Çoğu gazete ve gazeteci istemiyordu zaten bu yönetimi.O yüzden hep eleştirdiler. Hatta taraftar derneği bile mecbur kaldığı için destek vermişti. Çünkü Lisans borçlarını ödeme sözünü vermişti bu yönetim. Ama Lisans borçları ödenmeyip, işler kötü gitmeye başlayınca taraftar tesisleri basmıştı. Ne kadar basmadık ikna etmeye gittik denilse bile, haberlerde görünen basılmıştır. bence klüp tarihinin en kötü olaylarından biridir bu. Klüp binasının içine giren taraftarlar bağırıyor “istifa!” diye. Binada bulunan yöneticiler odalarından çıkamıyorlar, korkudan “toplantıdayız” diyorlar. Resmen makara konusu olduk eşe dosta. “Bak sizinkiler çıkmış antrenmana” diye kafa buluyorlardı. Serhan Gürkan döneminde bile böyle bir işe kalkışmamıştı bu taraftarlar. Davids olayını söylemiyorum bile.

Yeni yönetim kurulması için Sefa Sirmen ve İbrahim Karaosmanoğlu arasında gidip geliniyormuş. İşte beni asıl üzen mesele Kocaelisporumu yine siyasetçilerin kucağına oturtmaktır. Lanet olsun. Gerekirse amatöre düşelim, bu borçları 10 senede kapatamayalım ama şu işe siyaseti bulaştırmayın! Ben tribünlerde “büyük başkan” tatavaları duymak istemiyorum artık!

Herkes sevdiğini söylüyor ama herkes zarar veriyor bu klübe. Yeni yönetim gelecekmiş, varsın gelsin. Kimseye inancım kalmadı benim. Formamı atkımı giyer, tv başında veya tribünde oturur izler ağlamaklı olurum.

Hiç yorum yok: