Uzun zamandır Başkan Bloga bişeyler yazmam için ısrarda bulunuyordu, ben ise arkamdan yazılı belge bırakmak yerine sözlü ifadeler bırakmakta ısrar ediyordum. Futbolun olmadığı şu günlerde yazacak pek bişeyimiz olmadığından, Kwame Ayew yazısını görünce dayanamadım. Kar temizlerken tanıştığım, ilk tokalaştığım zenci arkadaş olduğundan bu anımızı yazalım dedik. Daha sonrada Zanci tanıdıklarımız oldu ama konuyu yanlış anlaşılmalara mahal vermeden bir kenara bırakıp yazımıza girelim.
2001-2002 sezonunun 2. yarısının başlarıydı sanırım, bir Cuma günü camiden çıkmışız o zamanlar giderdik işte Cumadan Cumaya, arkadaşın dükkanına gittim daha sonra kalabalık bir grupla arkadaşların, kuzenlerin geldiğini gördüm iş güç yok Dershaneye ara vermişiz takıldık peşlerine bizde nereye giyoruz diyorum tesislere gidiyoruz diyorlar seviniyorum ne yapacaz diyorum peki kimsede ses yok. Kimse bilmiyor ne yapacağımızı, başımızda kafile başkanı Mehmet Açık var kimseye söylememiş kar temizleneceğini kaçmayalım diye. Tesislere varıyoruz elimize veriyorlar kürekleri paf maçı için saha temizlenecekmiş öğreniyoruz orada. Cefakar taraftarız ya başlıyoruz yavaş yavaş çizgileri açmaya. Amigo İbo abimiz taktik veriyor daha önceden bu işi stadda yapmış tecrübesiyle. Arada tezahurat falan yapıyoruz topçular salak salak odalarından bize bakıyorlar. Arkadaşlardan birisi Futbol oynuyor o zaman Tavşancılsporda süper gençte, geçiyor kale çizgisine ordan adım adım sayıp başlıyor penaltı noktasını bulunca deli gibi seviniyor. Daha ne makaralar dönüyor soğuktan donuyoruz ama kutsal bir görev yaptığımız için kimseden şikayet yok. Akşam oluyor buraya kadar gelmişken akşam antremanınıda izleyelim diyoruz o arada arkadan bir ses bizim formamız yok bi orjinal formamız olsaydı ne havamız olurdu diyor. Bu iş için söyleyecek birisini tayin ediyoruz biraz fırlamalık gerek bunun için. Önce Hikmet hoca geliyor her zamanki konuşma tarzıyla siz çok büyük taraftarsınız, siz şöylesiniz böylesiniz falan gaz vermeler bizide topçu zannetti heralde sanki maça çıkacaz öyle durumdayız. Daha sonra topçular falan çıkıyorlar konuşuyoruz biraz sohbet etmeye çalışıyoruz. Başlıyorlar idmana Nuri Köşe vuruşu kullanacak önümüzden Benim kuzen patlatıyor bombayı şuna bak diyor topa vurmaya gücü yok geberik geberik oynuyor diyor Nuri bize bakıyor biz Nuri'ye. İdman bittikten sonra yanımızda getirdiğimiz çikolatayı futbolculara ikram ediyoruz Timko çok soğuk geliyor, Liberyalı Sawieh hiç oralı bile olmuyor zaten olsa ne yazar sen kimsin havalarındayız bizde. İşte o sırada Ayew geliyor çikolatayı götürüyor çokta sempatik herkesle muhabbet etmeye çalışıyor dili döndüğünce ve günün sonuna yaklaşıyoruz yavaş yavaş Hikmet hocadan forma istiyoruz malzemeci abimize talimat veriyor depodan bize forma getirmesi için oda bize Lacivert-Siyah çubuklu Umbro formalardan getiriyor herkeste bir heyecan bana Cem Sinanın 33 numaralı forması geliyor kendisinin futbolcululuğunu da hiç sevmem ama, gitmeden birde yemek veriyorlar bize Yarım ekmek arası tavuk şekli falan. Daha sonra klübün minibüsüyle Üçyola kadar bırakılıyoruz. O günün anısı, güzelliği ilk orjinal formam her zaman hatıralarda kalacak. Anadolu takımı taraftarı olmanın zorluğu güzelliği de burada işte evinden oturup hayatında stadına gitmediği takımın fanatiği olan insanların iyi günde, kötü günde bu duyguları yaşayamacak olmaları gerçekten üzücü.
Bir sonraki yazımda Eczacıbaşı-Kocaelispor Bayan Voleybol maçı deplasmanını anlatacağım ama kimbilir ne zaman yazarım belli olmaz
Maske Abartılmamalı
4 yıl önce
2 yorum:
yaşayan efsanelerden birisin başkan =)
emre hatıra süper..
özellikle sonunu fena bağlamışsın :)
Yorum Gönder