Almanyanın kuzeybatısında küçük bir kasabada yaşıyorum. Siteyi yanılmıyorsam 1998 yılından beri takip ediyorum. 25 yılı izmitte geçmiş biri olarak bu takımı bir insanın gereksinimi olan fizyolojik ihtiyaçları gibi seviyorum. Çocukluğum ve gençliğimde Futbol müsabakalarını izleyebilmek için Babamın cebinden para aşırdığım günleri, müsabaka sırasında yenilen simitlerin tadını, sıkıntı ve stressin o yaşta ne demek olduğunu yaşadım.Bu uzak Ülkeden geriye dönüp baktığımda herşeyin eskisi kadar tatlı ve doğal olmadığını görüyorum.Belkide bu yüzden oğlumun adını Umut olarak yazdırdım kimliğine. Belkide bu yüzden bir Alman kanalında Türkiye ile ilgili bir belgesel izlerken 10 saniye süren Efe Tur yada Körfez görüntüleri yüreğimi burkuyor. Bilemiyorum... ve bilemeyince de insan neden bilemediği araştırmıyor nedense.
Hani eğer bir Bilim Adamı yada mucit olsaydım sanırım yapacağım il buluş taraftar / seyirci ölçer yapmak olurdu. Kimsenin ne kadar bağlı olduğu takımı tuttuğunu yada sevdiğini şu anda bilimsel olarak ölçmek mümkün değil. Ama bu ölçütü genelde yaşadığımız olayların çokluğu / zorluğu yada gidilen maçların sayısına belki bazen yenilen dayaklara, atılan yumruklara bağlarız. Kimi zaman ev Halkına vermemiz gereken önemi sevgiyi kenara bırakır ve kendi takımımıza sarılırız.Bunlar yazmakla bitmez ama bence bir takımı sevebilmek demek onun maçlarını her 15-20 saniyede (izleme imkanı olmayınca ) ya teletext yada internet üzerinden aktüel ederek takip etmek yada eğer benim gibi Yurtdışında yaşıyorsanız stadta bulunan arkadaşlarınızı arayarak kısa mesaj yazarak bilgi almaktır.
2002 yılında belki hatırlayan olacaktır tüm korfez.org üyeleri bir akşam için forumda yoğunluk sağlayıp muhabbet kurulacaktı. Ben işten çıkmış son sürat otobanda muhabbete katılmak için eve dönerken beni şok eden bir olay oldu. Önümdeki Tır’ın plakası 41 ile başlıyordu. Önce şaşırdım ( çünkü değil 41 plaka, buralarda TR plakalı Araç görmek çok zor ) sonra toparlandım ve Tır’ı trafik kuralları dahilinde sollayarak 1 km önünde sağ tarafa park ederek, arka camda daima duran Kocaelispor atkımı alarak yola fırladım. Bundan sonrası pek trafik kuralları içinde geçmedi tabii. Ben atkı üzerindeki yazıyı Tır şoförüne gösterip el salladıkça Adam selektör yaparak el salladı ve camı açarak Körfez bayrağını dalgalandırdı. Bu birkaç saniyede olan olaylar zinciri benim bu takıma olan inancımı iyice pekiştirdi. Artık yolda şok olmuş bir insan ve kontağı açık bir araba duruyordu.
Tüm bu yaşananlar ve hayatın çekişmeleri içinde hala sadece bir Futbol takımı olarak bakmadığım ve felsefesi olan bir kenti temsil ettiğine inandığım bu şehire kısa zamanda geri dönmeliyim. Aksi halde bu düşünceler ile uzaktaki yanılsamalarım artacak. Ama artan yanılsamalarım asla bu kente olan tutkuma zarar veremeyecek.
Nedeni çok basit: Ben İzmitliyim ve Kocaelisporluyum.....
Cem Sinan
Germany / Bocholt
25.07.06
bugün şu foruma bi daha yazarsam beni s!ksinler dedikten sonra akşama doğru korfez.org bünyesinde yapılan; "Kocaelispor için yazıyorum" yarışmasına katılan yazılardan bazılarını okudum. üzerinden 4 yıl geçmiş. dün gibi bizde katılmıştık..
işte sevgi buydu. türkan şoray diyordu ya "selvi boylum al yazmalım"da; sevgi neydi? sevgi emekti diye. emek verdik bunca sene, düzeltemediysekte belki biz yanlmışızdır. birinden biri düzelene kadar devam..ben düzelir miyim? ahbeabisi..
1 yorum:
Cem Sinan Virgül mü yoksa bu :)
Yorum Gönder