5 Kasım 2008 Çarşamba

İsmet ÇİĞİT - Kocaelispor’da kim yalan söylüyor?

Kocaelispor için bu sezonun sonu artık çok açık ve net biçimde gözükmüştür. Sadece küme düşmekle kalmayacağız. Haftalar öncesinde de yazdığım gibi, bir havanın içindeki bir baş sarımsak gibi, her hafta kafamıza adeta tokmak vurula vurula ezileceğiz.
Her hafta biraz daha küçülecek, biraz daha kahredeceğiz. Televizyonların spor programlarını izlemekten, gazetelerdeki puan cetvellerine bakmaktan korkacağız. Çünkü, utanacağız.
Kocaelispor tarihinin, en utanç verici, en kötü dönemini yaşıyoruz.
Küme düşmek, elbette dünyanın sonu değildir. Her takım, her kulüp, kötü dönemler geçirebilir. Kötü yönetilebilir. Hedeflerinin çok uzağına düşebilir. Ama böyle dönemlerde bile, kulüp namusunun, kulüp kalitesinin, marka değerinin olabildiğince korunması gerekir.
Bundan sonra Kocaelispor’da bu marka değerini ve kulüp namusunu konuşmamız gerekecek diye düşünüyorum.
……..
Geçen hafta Kocaelispor Başkanı Serhan Gürkan’ın ricası üzerine, kendisiyle bir görüşme yapmıştım. 1 saat olarak planlanan ama neredeyse 4 saati bulan bu görüşmede Başkan’ın söylediklerini, Kocaelispor camiasına aktarmıştım. Aslında o görüşmede Başkan Gürkan’ın söylediği, her biri manşet olabilecek çok çarpıcı bazı sözleri de yok saymış, yazmamıştım.
Gürkan’la yaptığımız sohbetle ilgili yazı, büyük yankı uyandırdı. Elbette olumlu, olumsuz tepkiler geldi. Bu yazıda isimleri geçen, Başkan Gürkan’ın isimlerinden bahsettiği iki önemli kişi, Muammer Çelik ile eski Teknik Direktör Engin İpekoğlu beni aradılar. Onlar da Başkan’ın iddiaları, söylemleri üzerine değerlendirmeler yaptılar. Gürkan’ın yalan söylediğini öne sürdüler.
Geçen pazar günü oynanan Ankaragücü maçı hayati önem taşıdığı için, hem Çelik’e, hem Sayın İpekoğlu’na açık açık söyledim, “Sizin açıklamalarınızı kamuoyuna duyurmak, boynumun borcudur. Ama bunu, Ankaragücü maçından önce yapamam. Maç bitsin, ondan sonra yazarım” dedim. Şimdi bu sözümü yerine getiriyorum.
………..
Başkan Gürkan’la ilgili yazımın çıktığı günün gecesi, Muammer Çelik aradı. Ertesi sabah da gazeteye geldi. Uzun uzun anlattı. Gürkan, “Ben sadece Cesar’ın transferini yaptım. Diğer transferleri Engin İpekoğlu ile Muammer Çelik yaptılar” demişti. Çelik, bu sözlerin kesinlikle yalan olduğunu öne sürdü, “Ben bir tane bile transfer yapmadım. Musa Büyük ile Bülent Bölükbaşı’nı, Başkan Gürkan tek başına inisiyatif kullanarak aldı. Transfer döneminde hep aynı menacer ile çalıştı. Yabancı futbolcuların transferinde de Mirkoviç’e tam yetki verdi. Benim yabancı transferlerindeki tek fonksiyonum, Belgrad’a giderek, fiyatları indirmek olmuştur” dedi.
Çelik, Musa Büyük ile Bülent Bölükbaşı transferleri yapılırken kendisinin yurt dışında olduğunu söyledi. Youla’yı Avusturya kampına gönderdiğini, Başkan Gürkan’ın, sırf arada kendisi var diye bu transferi yapmadığını iddia etti, “Youla, bizden 600 bin Euro istedi. Eskişehir’e de aynı rakama imza attı” dedi.
Gürkan, “Muammer Çelik dava açtığını söylemişti. Bana mahkemeden tebligat gelmedi” demişti. Çelik, davanın açıldığını, hatta savcılığın kulüpten resmi belgeler istediğini söyledi, “Davanın ilk duruşması şubat ayında yapılacak. Gecikme nedeni, araya adli tatil girmesidir. Her şey ortaya çıkacak. Serhan Gürkan çok zor duruma düşecek, mahkum olacak” diye iddia etti.
………..
Gürkan ile Çelik arasındaki kavga bir hayli kişiselleşmiş durumda. Başkan Gürkan’la ilgili yazım hakkında eski Teknik Direktör Engin İpekoğlu da aradı. İpekoğlu da, kendisiyle ilgili iddiaların yalan olduğunu söyledi.
İpekoğlu telefonda şöyle dedi:
“-İsmet Bey, yazınızı internetten okudum. Hemen Başkan Gürkan’a telefon açtım. İsmet Çiğit’in yazdıklarını sen mi söyledin diye sordum. Gürkan bana, kesinlikle kendisinin böyle laflar etmediğini söyledi. O zaman, İsmet Çiğit’i arayıp, lütfen tekzip edin dedim. Sayın Gürkan sizi aradı mı?”
Engin İpekoğlu aradığında, yazının çıktığının ertesi günü akşam saatleriydi. Başkan Gürkan’ın yazı ile ilgili aramadığını, “Ben bunları söylemedim, sen kafandan yazmışsın” diye bir açıklama yapmadığını söyledim. Hoş yanımızda tanık yoktu. Ben üzerimde kayıt cihazı falan hayatta taşımam, konuştuklarımızın tanığı, belgesi yok. Ama Serhan Gürkan gibi birinin, Kocaelispor Başkanı olmuş birinin bana telefon açıp; “Ben böyle demedim” diyebileceğini de aklımdan geçirmem. Zaten Gürkan da böyle bir şey yapmadı.
Engin İpekoğlu şöyle dedi:
“-Sayın Başkan bütün transferleri benim ve Muammer Bey’in yaptığını söylemiş. Tamamen yalan. Ben sadece Serdar Kulbilge’yi istedim, ısrar ettim. Diğer transferlerin hiç biri benim istediğim oyuncular değildir. Başkan kendisi bulup almıştır.”
Engin İpekoğlu’na, beğenmeyip gönderdiği, Antalya’da yıldız olan Fildişili futbolcuyu sordum. Bu konuda da şöyle dedi:
“-Açıkçası, ben o adamı, hazırlık sürecinde çözemedim. Ama ilginç bir futbolcuydu. Kalsın istedim. Yabancı kontenjanında 6+2’nin artı 2’lik bölümünde kullanırız dedim. Başkan Gürkan, ‘Hoca bu adam yürümeyi bilmiyor. Bunu kulübede tutup ne yapacaksın. Sen yabancı kontenjanını boşalt, ben sana çok daha iyi, süper bir oyuncu alacağım’ dedi. Siz teknik direktör olsanız bu durumda ne yapardınız?”
………..
Konuşmalar, diyaloglar böyle.. Birileri yalan söylüyor. Ama kim?.. Aslında bu da çok önemli değil. Kocaelispor bitmiş. Kocaelispor’da yapılan yanlışlar, bizim tahmin ettiklerimizden, bildiklerimizden çok daha fazladır.
Bu tablo içinde ben Başkan Gürkan suçludur, Muammer Çelik ile Engin İpekoğlu melektir demiyorum.
Muammer Çelik, son kongrede Serhan Gürkan’a seçimi kazandıran adamdır. Araları açılana kadar da Gürkan’a toz kondurmamıştır. Sezon başlamadan önce kulüpte yaşandığını öne sürdüğü gelişmeleri camiaya anlatmamıştır.
Engin İpekoğlu’nun ise, hiç tutacak yeri yok. Şimdi transferleri ben yapmadım diyor. Ama hazırlık kampında, hazırlık maçlarında hep, “Bu takım iyi takım. Büyük işler yapacağız” diyen, umut dağıtan kendisiydi. Bir tek gün çıkıp da, “Bu takımı ben yapmadım. Bu takım yetersizdir. Transferde yanlışlık yapıldı” demedi. Şimdi, “Kocaelispor camiası önünde suçlu olarak anılmak istemiyorum” diyor. İpekoğlu, zamanında gerçekleri açıklayabilir, elinden bir şey gelmiyorsa, sezon başlamadan görevi bırakıp, gidebilirdi.
Bu açıdan bakıldığında, bana göre eğer Serhan Gürkan suçluysa, Engin İpekoğlu ve Muammer Çelik de en az O’nun kadar suçludur. Bu takımı bu hale, birlikte getirmişlerdir. Birinin suçu, diğerlerinden biraz daha fazla olabilir.
İşin kötüsü, Kocaelispor’da artık yalan dolanın ayyuka çıkmasıdır. Serhan Gürkan, Muammer Çelik ile diyaloğu olan futbolcuları düşman belliyor. Yakında bazı futbolcular kadro dışı bırakılırsa, bilin ki, Muammer Çelik’le görüştükleri içindir. Konu, Kocaelispor menfaatlerini savunmaktan çıkmış. Kinlenmişler.. Kocaelispor bu işlerden çok büyük zarar görecek, önümüzdeki haftalarda çok daha büyük kaoslar yaşayacaktır.
Ankaragücü maçında gördük. Taraftar bölündü. Ortak özellikleri Kocaelispor sevgisi ve tutkusu olan insanlar, Muammer Çelik ile Serhan Gürkan arasında bölündüler. Şubat’ta dava başlayınca, görün bakın daha neler duyacak, neler yaşayacağız.


http://www.ozgurkocaeli.com.tr/news.php?id=25453&t=Spor_Yorum_/_İsmet_ÇİĞİT

2 yorum:

Robaggio dedi ki...

kaç kişi biliyor bilmem de buna benzer olaylar hatta hemen hemen aynıları Serhan Gürkan'ın babasının başkanlık yaptığı kendisinin de bir dönem yakından ilgilendiği amatör takım Çubukluspor'da da yaşanmıştı ve hala yaşanıyor..
Bonservisini, parasını vermedikleri genç futbolcular, hocası ile anlaşamayan futbolcular, hakaret edilen futbolcular vs vs vs...
demek ki mantık bir yerde hatalı olunca bu her yerde devam ediyor..
bazı arkadaşlar serhan gürkan Kocaelispor'u Çubukluspor zannediyor diyordu ne kadar haklı oldukları ortaya çıkmış oldu..

Adsız dedi ki...

"Ben üzerimde kayıt cihazı falan hayatta taşımam, konuştuklarımızın tanığı, belgesi yok."

Hakkaten kral gazeteciymişin sen, azizim o zaman. Böyle bir gazetecilik kaldı mı artık?